Dosya kapsamında yer alan bilgi –belgeler ve tanık anlatımlarından; davacının davalı Ltd. Şirketi yetkililerinin emir ve talimatlarına uygun olarak çalışmasını sürdürdüğü, diğer davalının kendisine ait bağımsız organizasyon ve yönetim hakkının bulunmadığı ve davalı Ltd. Şirketi’ne ait iş yerinde istihdam edilmek üzere işçi sağlayan bir şirket olduğu tespit edilmiş olup davalılar arasında görünürde olan asıl- alt işveren ilişkisi muvazaaya dayanmakta olup, muvazaalı ilişki içine girilmesi nedeniyle, davacının baştan itibaren asıl işveren olan Ltd. işçisi olarak işlem görmesi gerektiği (İş. K. mad.. 2/7)-
Davacı, "belediye hizmetlerinde çalışmasına karşın davalı Anonim Şirketi adına kayıtlı gösterildiğini" iddia etmiş, davalı şirket vekili ise "davalı Belediye ile yapılan hizmet alım sözleşmesiyle alt işveren olarak Belediye bünyesindeki yer alan işçileri kayden devraldığını, Belediye'nin talimatıyla davacının iş akdine son verildiğini, davacının müvekkil firma nezdindeki çalışmasının 6 gün gibi kısa bir süre olmasının da bu durumu gösterdiğini" savunmuş olup mahkemece davalı Belediye ile davalı şirket arasındaki alt işveren üst işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının iş yeri kayıt belgeleri ve iş yerinde çalışan işçiler tanık olarak dinlenerek, davalı Belediyenin asıl işçisi olarak çalışıp çalışmadıklarının tespiti ile işe iadenin kime yapılacağının değerlendirilmesi gerektiği-
Davacının hizmet süresinin başlangıcından sonuna kadar fiilen davalı .. şirketinde çalıştığı halde, sigorta kaydında zaman zaman alt işveren olarak ... nakliyat şirketinde gösterildiği ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalılar arasındaki ilişki muvazaalı olduğu- Davalı vekili, cevap dilekçesinde, "davacıya yapılan ihbar tazminatı ödemesinin 01/01/2008 ila 24/02/2010 tarihleri arasındaki çalışmasına karşılık ödendiğini" açıkladığından, davacıya 6 haftalık ihbar öneli karşılığı tazminatın ödendiği sonucu doğduğu ve bu nedenle, mahkemece bakiye 2 haftalık ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerektiği-
Mahkemece davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, asıl alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesine karşın muvazaa iddiasının doğru olma ihtimaline göre tanzim edilen hesap raporuna göre hüküm kurulması çelişkili ve hatalı olduğu-
İş mahkemesinin yetkisinin kamu düzeniyle ilgili olduğu, hakimin, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisinin de res'en yetkisizlik kararı verebileceği- Davacı davalılardan ... A.Ş.'nin asıl işveren şirket olduğunu, diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olduklarını iddia etmekte olup davacı vekili tarafından ticaret sicil gazetesine göre davalılardan diğer A.Ş.'nin yerleşim adresi Konak İzmir olarak göründüğü, diğerlerinin ticaret sicil kayıtları ise dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra, dava tarihi itibari ile davalı şirketlerin güncel ticaret sicil kayıtları celp edilerek ve tüm dosya kapsamında yer alan deliller birlikte değerlendirilmesi ve mahkemenin yetkili olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
Davacının açıkça muvazaa iddiasında bulunmadığı ve davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ispata yarar dosya içeriğinde bilgi ve belge bulunmadığı dikkate alındığında davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin hukuka uygun olarak kurulduğu ve davalı Belediyenin asıl işveren olarak talep edilen alacak kalemlerinden sorumlu olduğu- Mahkeme gerekçesinde kıdem tazminatına yönelilk ne kadar ödeme yapıldığına yönelik bir değerlendirme bulunmadığı ve iki bilirkişi raporu arasında bu konudaki çelişki giderilmediği görüldüğünden, kıdem tazminatı alacağından mahsubu gereken ... TL'nin kıdem tazminatı ödemesi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverenin olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden alt işverenle birlikte sorumluluğu olduğu
Davacı işçi kesinleşen muvazaa kararı gereği baştan itibaren davalı işverenin işçisi olsa da, davacının sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği, emsal olarak hesaplamalarda dikkate alınan işçinin öncesinde davalı işyerinde sendika üyesi olarak çalışıp çalışmadığı anlaşılamadığından, öncelikle davacı işçinin sendika üyesi olup olmadığı, dayanışma aidatı dilekçesi verip vermediği tespit edilerek, davacı sendika üyesi değil ise Toplu İş sözleşmesindeki artışlardan yararlanma imkanı bulunmadığından ilave tediye hesabı varsa aynı işyerinde çalışan ve sendika üyesi olmayan emsali işçinin ücreti esas alınarak belirlenmesi, bu şekilde emsal işçi yoksa fiilen almakta olduğu ücreti üzerinden hesap yapılması gerektiği- İlave tediye alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunduğundan, süresinde yapılan zamanaşımı savunması hakkında bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu-
Hüküm fıkrasında “ davacının işe iadesine” denilmesinden sonra; tavzih kararında 2. bendinin tamamen çıkarılarak yerine “ davacının ... Belediye Başkanlığı’ndaki işine iadesine” denilmesinin tavzihe konu olamayacak şekilde hüküm fıkrasının değiştirilmesi niteliğinde olduğundan hatalı olduğu- Davacının, davalı Belediyeye güvenlik hizmeti temin eden diğer davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığın işçisi olduğu, güvenlik işinin belediyenin asli işlerinden olmayıp yardımcı iş niteliğinde olduğu, 5393 s. Belediye Kanunu mad. 67 gereği, Belediyenin asli işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebileceğinin yasal güvenceye bağlandığı, mahkemenin alt işverenler değişmesine rağmen davacının işinin ve görev yerinin değişmemesinin muvazaa olduğuna dair kabulünün hatalı olduğu- Davacının, davalı şirketlerin oluşturduğu ortak girişimdeki işine iadesine, mali yükümlülükler yönünden davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Belediyeler kendilerine ait birimlerde düzenin ve temizliğin sağlanmasını kendi işçileri ile yerine getirebilecekleri gibi, bu birimlerde hizmet alımı yaparak alt işveren işçisi çalıştırmak suretiyle de görevlerini yerine getirmelerine kanuni bir engel bulunmadığı- Belediyelerin kendi birimlerinde temizliği ve diğer işlerin işin devamını sağlamalarının asli görevleri içinde kabul edilmesi gerektiği ve buna bağlı olarak İş. K. mad. 2/6 uyarınca, davacının ödenmeyen alacaklarından dolayı asıl işveren olarak sorumlu tutulması gerektiği, davalı belediye vekilinin belediye ile şirket arasındaki ilişki ve davalı belediyenin sorumluluğu yönünden husumet itirazının yerinde olmadığı- Davalı Belediye ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığına yönelik mahkemece varılan sonucun isabetli olmadığı- Davacının dava dilekçesinde davalı belediyeyi asıl işveren olması sebebi ile sorumlu tutmasından da muvazaa iddiasını çelişkili olarak ileri sürdüğü- Davalı belediye ile dava dışı şirketler arasında İş. K. mad. 2 uyarınca kurulan ve muvazaaya dayanmayan geçerli bir asıl işveren- alt işveren ilişkisi bulunduğundan, dava konusu tazminat ve alacaklardan davalı belediyenin asıl işveren sıfatı ile sorumlu tutulması gerektiği- Davacı hakkındaki gerekli SGK evrakları getirtilerek yapılacak inceleme neticesinde, dava tarihi itibariyle halen davalı belediye başkanlığı bünyesinde alt işveren işçisi olarak çalıştığının tespiti halinde çalışma ilişkisinin sona ermemesi nedeni ile feshe bağlı hakların reddi gerektiği-