Alacaklının satış talebinden vazgeçmiş olmasının alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil etmeyip borçlunun talebi, süresinde satış istenmediği gerekçesi ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup, harca tâbi olmadığı-
Alacaklı tarafın, 6352 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişiklikten önceki hali ile İİK.nun 106 maddesi gereği, süresi içerisinde satış talep edip, satış avansını da yatırdığı dolayısıyla kıymet takdiri yapılması istenen taşınmazlar hakkında haczinin halen devam ettiği, icra müdürlüğünün 14.03.2013 tarihli kararında alacaklının talebi olmadığı halde yorum yoluyla alacaklının satıştan vazgeçtiği yönünde karar alınması ve bu karara istinaden de, 26.02.2015 tarihli karar ile, alacaklı tarafın haczedilen taşınmazlar hakkında kıymet takdiri yapılması talebinin reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği, iki yıllık sürenin başlangıcının, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı (keşif) tarihi olduğu- Satış tarihi itibariyle 2 yıllı sürenin geçip geçmediğinin re'sen nazar alınacağı- Satış isteme sürelerinin haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan kanuna göre hesaplanacağı- Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılacağı- Satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerektiği, icra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, haczin kalkacağı (İİK.mad 110)- Satış talebinin hak düşürücü süreler içinde yapılıp yapılmadığının re'sen gözetmesi gerektiği- Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın şeklen varlığını sürdüren haczin İcra İflas Kanunu'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratacağı ve ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olan bu husunun gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görev olduğu- İhale konusu menkullerin, 09/04/2012 günü haczedildiği, alacaklının 18/09/2012 tarihinde satış talebinde bulunduğu, satış avansının ise 16/09/2013 tarihinde yatırıldığı yani, haciz tarihinden itibaren bir yıl olan satış isteme süresi içinde satış avansının yatırılarak satış talebinde bulunulmadığı, satış avansının bir yıllık sürenin geçmesinden sonra 16/09/2013 tarihinde yatırıldığı anlaşıldığından, ihale konusu menkuller üzerindeki haczin düşmüş olduğu ve bu nedenle mahkemece, İİK mad. 110 gereğince, anılan taşınırlar üzerindeki haczin kalktığı hususu dikkate alınarak, geçerli bir haciz olmaksızın ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtikten sonra yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünden hacizli malın satışının süresinde istenilmesi yeterli olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığının irdelenmesinin gerekmeyeceği- Bir başka anlatımla, icra müdürlüğünün kıymet takdiri yapılmamış olması ya da bir başka sebeple satış talebini reddedemeyeceği-
Haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmadığı- Şikayete konu taşınmaz üzerine konulan hacizden itibaren alacaklının bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, alacaklının sonraki talebinin yeni bir haciz talebi mahiyetinde olduğu- Mahkemece, şikayetin kabulü ile ilk haczin kaldırılması talebinin reddine yönelik icra müdürlüğü işleminin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Satış talebini geri alan alacaklı tarafından icra emrinin tebliğinden itibaren kalan satış isteme süresinde yeniden satış isteminde bulunulmadığı açık olduğundan, geçerli bir satış isteminin varlığından söz edilemeyeceği-
İİK'nun 89/3. maddesine göre yapılan bildirimin şikayetçi üçüncü kişiye tebliğ edilip süresi içinde menfi tespit davası açılmaz ise haciz ihbarnamesi ile bildirilen borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılacağından, üçüncü kişinin malların haczinin mümkün hale geleceği- Şikayetçinin, İİK'nun 89/3'e göre kendisine gönderilen bildirime ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle anılan maddede öngörülen menfi tespit davası açma süresinin işlemeye başlamadığından borcun zimmetinde sayılmadığını, menkul mallarına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiğine göre, mahkemece İİK'nun 89/3. maddesine göre şikayetçiye gönderilen tebligatın usulüne uygun olup olmadığı incelemesi gerektiği-
Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Alacaklı tarafından 1 yıllık süre dolmadan satış talep edilerek, bir miktar satış avansının da dosyaya yatırıldığı anlaşılması halinde, İİK'nun 106-110. maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığının kabul edileceği- Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması ve borçlunun, kıymet takdirinin esasına yönelik itirazının bulunmaması halinde, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmayacağı-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 106-110 maddeleri gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayet olup, borçlunun şikayeti hakkında ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu-
İİK. mad. 111 gereğince yasal şartların bulunması nedeniyle borçlunun borcunu taksitler halinde ödeme taahhüdünün, sadece adı geçen borçlu hakkındaki takibin durması sonucunu doğuracağı-