Tasfiye memurunun sorumluluğuna dayalı davada varlığı ileri sürülen "doğrudan zararın" doğduğu tarihte yürürlükte bulunan 6102 s.TTK. 644/1-a uyarınca, aynı Kanunun 553. maddesinin uygulanmasını gerektiği- 6335 s. K. ile yapılan değişiklikle sorumluluğun kusura dayandığı belirtildiğinden, davacının, davalı tasfiye memurunun görevini icrası sırasında, davadışı tasfiye halindeki şirketin yapılandırılmış vergi borcuna ilişkin ödenmesi gereken ikinci taksidin ve müteakip taksitlerin ödenmemesinde kusurlu olduğunu ve sonuçta bu vergi borçlarının kendisi tarafından ödenmesi nedeniyle zarara uğradığını ispatlamakla yükümlü olduğu-  Doğrudan taksitlerin ödenmediğinden bahisle davalı tasfiye memurunun sorumlu olduğuna kanaat getirilmesi hatalı olup şirketin geçmiş dönem vergi borçlarına ilişkin yapılandırma taksitlerinin ödenmesi gereken tarihlerde, borçları ödeme kabiliyetinin bulunup bulunmadığının anlaşılması için mahkemece bu konuda inceleme ve araştırma yapılması gerektiği- Şirketin vergi borçlarının ödenmesi gereken tarihlerde ileri sürüldüğü gibi likit varlığının bulunduğu saptandığı takdirde, davalı yanın bu yönde TCMB'ye yaptığı başvurunun olumlu sonuçlanmamasında kendisine izafe edilecek bir kusurun bulunup bulunmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerektiği- Likiditenin varlığı saptandığı takdirde, şirketin sonuçta yapılandırılan vergi borçlarının tahakkuk ettiği dönemde de bu likiditenin var olup olmadığı, olması halinde davadışı şirketin eski müdürü olduğu anlaşılan davacının, likidite varlığına rağmen vergi borçlarını ödeyip ödemediği, bu anlamda VUK'nın 10. maddesi kapsamında bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, şirkete ait vergi borcunun ortaklardan tahsili konusunda Vergi Dairesince 6183 s.K. m. 35 çerçevesinde bir takibat yapılıp yapılmadığı, davacının ödemesinin bu takibata bağlı olup olmadığı, böyle bir takibatın varlığı halinde ise yine davacının Vergi Dairesinin bu yöndeki işlemine karşı hukuksal haklarını kullanıp kullanmadığı, davalı tasfiye memurunun göreve başlamasını müteakip şirkete ait defter ve belgeler ile demirbaşların kendisine teslimi konusunda davacının herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı, bunun davalının sorumluluğuna, davacının varlığını ileri sürdüğü zarara ve bunun sonucu hükmedilecek tazminata etkisi olup olmayacağı hususlarında TBK. 52 çerçevesinde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
3. HD. 24.09.2018 T. E: 2016/21139, K: 8934-
Trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemi-
Davalı sigortacının, davadan önce açılan hasar dosyasında, davacı çocuk için hesapladığı alacak yönünden likit olduğu gerekçesiyle, bu miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verildiği, davalının anılan bedeli tahsile yetkili olmayan kişiye ödediği, alacağın likit olmadığı gözetilerek davacı yanın icra inkar tazminatının reddi gerektiği-
3. HD. 20.09.2018 T. E: 2016/20585, K: 8820-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemi-
Mahkemece, sözleşme süresi sonuna kadar olan kira bedellerine ilişkin gerekçede; "kasaların kaybolmasından davalının kusurlu ve sorumlu olduğu anlaşılmış olup, zarar görende TBK 'nun 52 maddesi gereğince zararın artmaması için kendisinden beklenen tutum ve davranışları sergilemekle yükümlü olup, yapılan yargılama sırasında, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre; kasalar üzerinde davalının logosunun bulunduğu ve kasaların davalıya özel hazırlandığı anlaşılmış olup, bu tarz özel üretimlerde zararın artmaması ve zararın azalması için davacı tarafından yapılabilecek her hangi bir husus bulunmadığı, kasaların kaybolmasında ve zararın meydana gelmesinde davacının yapması gereken her hangi bir işlem olmadığı, dolayısıyla davacının herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmış olup, davacının sözleşme süresinin sonuna kadar mahrum kaldığı kira bedellerini ve davalı tarafından kaybedilmiş olan kasa bedellerini talep etme hakkına sahip olduğu ve alınan bilirkişi raporları ile davacının talebe hak kazandığı" belirtildiği, bilirkişi raporuna göre; sözleşme süresi sonuna kadar olan 22 aylık kira bedeli 1.963.421,24 TL olarak belirtilmesine rağmen, gerekçe ile uyumsuz şekilde 2 aylık kira bedeli olan 178.492,84 TL yönünden itirazın iptaline karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında ve gerekçenin kendi içinde çelişki yaratılmış olduğu-
Bilirkişi raporuna göre; sözleşme süresi sonuna kadar olan 22 aylık kira bedeli belirtilmesine rağmen, gerekçe ile uyumsuz şekilde 2 aylık kira bedeli yönünden itirazın iptaline karar verilerek hüküm ile gerekçe arasında ve gerekçenin kendi içinde çelişki yaratılmasının hatalı olduğu-
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından; bu gibi taşımalarda tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerektiği-Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olması gerektiği- Desteğin alkollü olduğunu bildiği araca binmesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğu nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiği-