TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - III. Tazminat > Madde 52 - 2. İndirilmesi
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, davacı belediyenin sorumluluğunda olan asfalt yol davalının araçları dışında pek çok araç tarafından da kullanıldığı, iklim koşullarının etkisi ile asfalt zeminde bozulmalar meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğu, Türk Borçlar Kanunu'nun 51 ve 52. maddeleri uyarınca uygun bir indirim yapılmasının gerektiği-
Trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, aracın sürücüsünün kaza anında yasal sınırın çok üstünde 158 promil alkollü olduğu ve kazanın meydana gelmesinde % 75 kusurlu olduğu, buna göre, davacıların desteğinin alkollü olduğunu bildiği kişinin sürücülüğünü yaptığı araca binme şeklinde gerçekleşen eyleminde zararın oluşumundaki katkı bakımından müferafik (bölüşük) kusurunun bulunduğu-
Maddi tazminat istemine ilişkin davada, davalı vekilinin temyiz dilekçesindeki talebi de dikkate alınarak ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği- Davanın kısmen kabulüne karar verildiği gözetilerek karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince hakkaniyet indirimi dışında kalan reddedilen miktarlar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece zararın kapsamı belirlenirken zararın oluşumunda davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, bu konuda bir değerlendirmenin yapılmadığı, dava konusu olayın gelişimi, davacının kiraladığı tesisin bulunduğu zeminin jeolojik yapısından kaynaklanan hususlar, tesisin yaşı ve yıpranma payı, davacının tesisinin mühendislik kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı vb hususlar araştırılarak, zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacının tesisindeki halı saha ve çelik çatının mevcut hasarlı durumuyla kullanılamayacağı, sistemin sökülüp yeniden yapılması gerektiği sonucuna varılarak, asıl ve birleşen davada eski hale getirme bedeline ve hasar tarihinden birleşen dava tarihine kadar toplam 671 günlük kazanç kaybına hükmedildiğinin anlaşıldığı, ancak davacının işlettiği tesisin yeniden yapım/onarım süresince kazanç kaybına uğradığının kabul edilmesi gerekeceğinden, mahkemece bu yön gözetilerek, davaya konu tesisin yeniden yapım/onarım süresi belirlenip tartışılmadan, davacının kazanç kaybına ilişkin isteminin tümden kabul edilmesinin doğru olmadığı-
Şikayet üzerine ödeme emrinin, usulsüz tebliğ edildiğinin tespit edildiği, bu nedenle icra dosyasında yapılan tüm işlemlerin geçersiz sayılmasına karar verildiği böylelikle haksız olarak haczedilen ve muhafaza altına alınan ayakkabıların yedieminde kaldığı, davacının ayakkabılarının haksız bir şekilde haczedilip muhafaza altına alınarak yediemine teslim edildiği ve icra mahkemesince, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin geçersiz sayılmasına karar verildiği göz önüne alındığında, hukuka aykırı olarak haczedilen malları teslim alması için davacının yediemin ücreti ödemesi beklenemeyeceğinden, yediemin ücretini ödeyerek ayakkabıları teslim alma yükümlülüğünün malları hukuka aykırı haczettiren davalıya ait olduğu-