Davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının çok olduğu-
Davalı-davacı kadına ait taşınmazlardaki hisse değer ve gelirlerinin davalı kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının araştırılmadan karar verilmemesi gerektiği-
Davalı-davacı kadının maddi tazminata faiz uygulanması ve yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda ne miktarda artırılarak ödeneceğinin kararlaştırılması talebi hakkında hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu- Davalı-davacı kadının, karşı davada ayrılık süresince ödemek zorunda kaldığı kiralar nedeniyle istediği tazminat, boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından nispi harca tabi olduğu- Somut olayda görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu-
Velayeti davacı-davalı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı-davacı baba arasında kişisel ilişkiye dair bir düzenleme yapılmamış olmasının isabetsiz olduğu-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda, eşinin menopoza girmesi sebebiyle yaşadığı sıkıntılara karşı yeterli duyarlılık ve sabrı göstermeyen, eşini haksız bir şekilde iffetsizlikle suçlayan ve ona hakaret eden davalı-davacı koca karşısında; " eşini sevmediğini, ona karılık yapmayacağını" söyleyen davacı-davalı kadının da aynı oranda kusurlu kabul edilmesi gerektiği-
Davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının çok olduğu- Çocukla ana-baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yararları ön planda tutulacağından, davacı-davalı baba ile küçük arasında yatıya da kalacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesinin gerektiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasının çok olduğu-
Kadının çalıştığı, sürekli ve yeterli bir gelirinin bulunduğu ve TMK. mad. 175 koşulların gerçekleşmediği sabit olduğundan, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İlk kararın yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin bölümünün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmasına ve bu nedenle bozma sonrasındaki ikinci kararla davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği halde, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Toplanan delillerden davacı kadının memur emeklisi olduğu ve emekli maaşı aldığı, maliki olduğu bir çok taşınmazdan kira geliri elde ettiği gibi birçok şirkette de ortaklığının bulunduğu, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-