Davacının, babasına ait şirkette çalıştığı, aylık düzenli gelirinin bulunduğu ve adına kayıtlı otomobilinin olduğu anlaşıldığından, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceğinin kabulü gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerektiğinden, davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının orantısız ve çok olduğu-
Davacının çalıştığı, düzenli ve yeterli gelirinin bulunduğu; davalının ise mali gücü dikkate alındığında davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Re'sen yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği, davalının yoksulluk nafakasına ilişkin bir talebi bulunmadığı-
Davalı kadının eşine hakaret ettiği, buna karşılık davacı kocanın da müşterek evdeki eşyaları eşinden habersiz bir şekilde evden götürdüğü anlaşıldığından, tarafların eşit derecede kusurlu olduğu- Davalının tam kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de, boşanma kararının sonucu itibarıyla doğru olduğu- Davalı kadın ağır kusurlu olmayıp boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği de sabit olduğuna göre davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kadının eşine ağır sözlerle hakaret etmesine karşılık davalı kocanın da güven sarsıcı davranış içine girdiği, eşine basit fiziksel şiddet uyguladığı ve hakarette bulunduğu anlaşıldığından, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kocanın eşine göre daha ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği-
Davacı kadının yoksulluk nafakası isteği bulunmadığı halde, yoksulluk nafakasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Müşterek çocuk boşanma dava tarihinden sonra doğmuş olup, bu tarihten itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacının mali gücü tespit edilmeden, geliri bulunan davalı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Küçüğün velayetine, uzmanlardan alınacak rapor sonucundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği- Davacı kadının yoksulluk nafakası isteği bulunmadığı halde, davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, annesinin evlilik birliğine müdahalesine engel olmadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmakla, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, bu nedenle koca yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı-davacının, iş yerinin olduğu, bu faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi ve aktif (Bağ-Kur) sigortalısı olduğu anlaşıldığından, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği- Ortak çocuğun yargılama sırasında, karardan önce ergin olduğu ve ergin çocuk için iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği-