Şikayetin kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiği-
Alacaklının yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, bu durumda kendisini vekille temsil ettiren alacaklı lehine, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti takdiri ve yargılama giderlerinin de kabul ve ret durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerekeceği-
Şikayete konu işlemin İİK'nın 128/a maddesi kapsamında kıymet takdirine itiraz olmadığı, icra dairesince İİK'nın 24. maddesine göre takibe konu edilen ilam konusu menkulün değerinin tespitine dair işlem olduğu, icra mahkemesi kararının istinafının kabil olduğu-
Menkul teslimine dair 2 örnek icra emri bakımından vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanmasına ilişkin 1 nolu seçenek dosya kapsamına uygun hüküm vermeye elverişli olduğundan şikayetin kabulü gerekeceği- Harçtan muaf olan davalı DSİ'ne yargılama giderlerine harç katılarak harç yükletilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, hüküm fıkrasında taraflar arasındaki sözleşmenin ekinde yer alan listelerdeki ariyetlere atıf yapılarak kabul kararı verilmişse de, davacı tarafça anılan listelerin sözleşme ekinde olmadığı, ancak teslim edilen ariyetlerin fatura ve teslim tesellüm listelerinin bulunduğundan bahisle itiraz edildiği, bu durumda mahkemece aynen iadesi kabul edilen ariyetlerin tek tek sıralanarak infazda tereddüt yaratmayacak biçimde hükme alınması gerekeceği-
Terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; mahkemece verilen kararda talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesinin doğru görülmediği ve kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkmece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı- Davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup; dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talep bulunmadığından talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Bozma kararında "aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler temin edilmeden düzenlenen bilirkişi raporuna dayalı olarak eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir" denilmişse de, takip konusu araç borçlu şirket tarafından alacaklıya satılmış olup, aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgeler borçlu şirket tarafından dosyaya sunulması gerektiğinden ve icra mahkemesince "takip konusu aracın teknik donanımını bildiren bilgi ve belgelerin sunulması" için taraflara on beş günlük kesin süre verilmesine rağmen, borçlu vekili tarafından sadece fatura fotokopisi sunulduğundan, bu durumda dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre başka bir sonuca ulaşılamayacağı ve anılan bilirkişi raporuna göre davaya konu aracın değerinin tespitine dair verilen yerel mahkeme kararının isabetli olduğu-
İcra müdürlüğünce yapılan değer belirleme tarihindeki değerin hükme esas alındığı belirtilmiş olmasına karşın, düzenlenen raporda bu tarih yerine takip dayanağı ilamın bozulmasından önceki icra emrinin tebliğine göre itiraz süresinin bittiği güne denk gelen 2016’daki değer nazara alınarak karar verilmesi isabetsiz olduğu-
Takibe konu ilamın karşılıklı edimleri ihtiva etmesi halinde, bu ilamın icra edebilmesi için ilk olarak alacaklının kendi edimini yerine getirmesi gerektiğinden ilamda alacaklıya yüklenen edim ifa edilmeden takibin devamı mümkün olmayıp ifa edilinceye dek takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-