Hamili tüketici olan bireysel kredi kartı dolayısıyla, talep edilen alacak nedeniyle açılan davalar, "ticari dava" olarak kabul edilmeyeceğinden, bu davalarda arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve bir dava şartı olmadığı-
Alışveriş için gidilen markette otomatik kapının kapanması sonucu bacağın kırılması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın karşılanması istemiyle açılan davada "tüketici mahkemesinin" görevli olduğu-
Davalı banka "davacının banka nezdindeki maaş hesabından davacının kredi kartından kaynaklanan borcunu mahsup ederken davacının imzaladığı sözleşmedeki rehin/mahsup haklarına dayandığını" belirttiğinden, mahkemece davalının bu savunması üzerine durulmadan, davalı bankanın sözleşme kapsamında haksız davranışının nasıl saptandığı, sözleşmelerin ilgili maddeleri de belirtilmek suretiyle açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, davalı banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişiye inceleme yaptırıp, davacının davalı bankaya kredi kartı borcu bulunup bulunmadığı ve davalı bankanın yaptığı kesintilerin bu borcun tahsilini sağlayacak miktarda olup olmadığı ve sözleşmeyle davacının davalı bankaya hesap üzerinde böyle bir tasarruf hakkı verip vermediğini saptaması gerektiği-
Tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu-
Sosyal Hizmetler Kurumu aracılığıyla evlat edinilmiş çocuğun, eğitim görmesi adına verildiği kolejde özel durumu üzerinde durulmadan okuldan atılması sonucu açılan maddi ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin davada, davacıların bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu gözetildiğinde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu-
Vekalet ücreti alacağına kavuşmak için dava açmış olan avukatın, davayı 28.05.2014 tarihinden sonra açmış olması sebebiyle Tüketici Mahkemesinin görmekle görevli olduğu- Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, ayrı bir Tüketici Mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmuyorsa ara kararı verilerek davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
Davalının, velisi olduğu çocuğunun öğrenimi için davacı şirketin işletmekte olduğu özel okula kayıt yaptırması ve dava konusu icra takibinin özel okul ücretine ilişkin olması halinde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu-
Traktör mesleki amaçla edindiğinden, 4077 s. K. kapsamında olmayan davaya bakmaya genel mahkemenin görevli olacağı- Davalı vekilinin istifasına rağmen, mahkemece istifa dilekçesinin ve mahkeme kararının davalı asile tebliğ edilmemiş olmasının bozmayı gerektiği-
Davacı avukatın, vekalet ücreti talebiyle açtığı davanın 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış olması halinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu- Görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetildiği-
Taraflar arasındaki konut kredisi sözleşmesi davalı banka için ticari iş niteliğinde olduğundan, davacı tüketicinin, 3095 s. K.. mad. 2/2 uyarınca temerrüt hâlinde avans faizi isteminde bulunabileceği- Kredi sözleşmesi çerçevesinde yapılan kesintisinin haksız olduğu iddiasıyla iadesi yönünde başlatılan takibinde asıl alacak miktarının belirli olması ve bu alacağa bağlı ferilerinin de taraflarca hesaplanabilir olması nedeniyle alacağın “likit” olduğunun kabulü gerektiği- İtirazın iptali davasında, dava değeri açıkça takipteki asıl alacak miktarı olan 3.000TL üzerinden gösterilmiş, mahkemece de ilk celsede taraflar arasındaki çekişmeli miktarın 3.000TL olduğu belirlenmiş olmasına karşın, "davanın kısmen kabul edildiği" belirtilerek açıkça dava edilmeyen işlemiş faiz alacağı yönünden de davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu- "Dava dilekçesi anlatımında davalının işlemiş faizden de sorumlu tutulması gerektiğinin ifade edilmesi ve talep sonucunda itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin istenmiş olması karşısında davanın takipteki alacak miktarının tamamı üzerinden açıldığının kabul edilmesi gerektiği, tüketici harçtan muaf olduğu için mahkemece talebin dava değeri olarak gösterilenden fazlası olduğu sonucuna varıldığında harcın tamamlanması için süre verilmesi şeklindeki usulün uygulanmasının da mümkün olmadığı" şeklindeki görüşün ise HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-