Zorunlu trafik sigortacısının kendi akidine karşı açmış olduğu rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında sigortacının merkez veya şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olup olmadığı, yetkili mahkemenin tespitinde Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin uyuşmazlıkta; zarar gören hak sahiplerine ödemede bulunan zorunlu trafik sigortacısının, kendi akidi olan sigortalıya karşı rücu davası açabileceği, içe rücu davalarında yetkili mahkemenin hangi yer mahkemesi olacağı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi kapsamında düzenlenmiş olmadığı, içe rücu davasında yetkili mahkeme anılan hükümlere göre değil, seçimlik yetki olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları çerçevesinde belirleneceği-
Taraflar arasındaki devre mülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı, dava tarihindeki yerleşim yerine göre davacının davayı, yetkisiz mahkemede açtığı-
Tapu iptali ve tescil davası-
Haksız azledilen davacı avukatın Avukatlık Kanunu m. 164/4 çerçevesinde vekâlet ücreti alacağının tahsilini istediği eldeki davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu ve bu nedenle dava değerini arttıran talep dilekçesindeki alacak miktarı yönünden zamanaşımının işlemeyeceği- "Vekâlet ücreti talebine konu tapu iptal ve tescil davasının değerinin belli olduğu, bu değer üzerinden önce 164/4 uyarınca %20 oranında vekâlet ücreti hesaplayarak davalıya iki ayrı ihtar gönderen davacının sonra fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek yüzde onu üzerinden hesapladığı tutar üzerinden icra takibi başlattığı gözetildiğinde, artık söz konusu ücret iddiasını HMK. m. 107. maddesi çerçevesinde talep edilemeyeceği, aksini kabulü halinde, mahkemenin takdir hakkını kullandığı her davanın belirsiz alacak davası olarak sayılabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemece ayrı bir Tüketici Mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmuyorsa davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
Maddi hukuktan kaynaklanan bir def'i olup; usul hukuku anlamında ise bir savunma aracı olan zamanaşımın, tüketici mahkemelerinde görülen davalarda, cevap süresi içinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği- Sonradan zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi, savunmayı genişletme yasağına tabi olduğu- Bu nedenle, davalı, sonradan davacının açık muvafakati veya ıslah yolu ile zamanaşımı def’inde bulunabileceği-
Davacı vekillerinin ortak imzalı istifa dilekçelerinin, davacı asile usulüne uygun tebliğ edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesi gerekirken; istifa dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmeden davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Abonelik sözleşmesinde kayıp kaçak bedeline ilişkin maddelerin haksız şart olduğunun tespiti ile iptali, haksız tahsil edilen bedelin iadesi istemiyle açılan davada verilecek hükmün bir faturaya mahsus olmayacağı gibi ileriye dönük art etkisi doğuracağından ve kayıp-kaçak vs. bedellerinin alınması sebebiyle dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşınmış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren toplu bir uyuşmazlığın bulunması nedeniyle, davanın "belirsiz alacak" davası değil, muarazanın men’i (çekişmenin giderilmesi) niteliğinde olduğu ve bu durumda, davanın müddeabihinin tüketici hakem heyetinin sınırı dâhilinde kaldığından bahsedilemeyeceği ve davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptâli ve tescil, ikinci kademede tazminat isteği-
Yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptâli ve tescil, ikinci kademede tazminat isteği-