3533 sayılı tahkim kanunu gereğince konusu para olan hakem kararlarına icra takibine konu edilebilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği–
İİK. 58/3 ve 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
Mahkeme kararında hükmedilen alacağa yürütülecek faizin temerrüt veya ticari temerrüt faizi (avans faizi) olduğu belirtilmeksizin karar verilmesi veya kanuni faiz (yasal faiz) uygulanması şeklinde karar verilmesi halinde, bundan anlaşılması gerekenin; 3095 sayılı kanunun 1. maddesinde belirtilen ‘kanuni (yasal) faiz’ olduğu, böyle bir durumda alacağın niteliğine bakılarak yorum yolu ile ‘ticari faiz’ uygulanamayacağı–
Takip dayanağı ilamın boşanma ekinde verilmiş maddi/manevi tazminata ilişkin olmayıp, müstakilen açılan tazminat davası sonunda verilmiş olması halinde, kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği–
MK. 169 uyarınca hükmedilen nafakanın (tedbir nafakasının) boşanma kararının kesinleşmesi ile sona ereceği–
Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Bütçe Kanunlarında yer alan faiz oranlarının Genel Bütçeye dahil dairelerle Katma Bütçeli İdarelerin ilama bağlı borçları hakkında uygulanacağı -2003, 2004 ve 2005 yılı Bütçe Kanunlarının Anayasa Mahkemesince iptal edildiği anımsanıp, iptal kararlarının yürürlüğe giriş tarihleri göz önünde bulundurularak- takip konusu ilamlardaki alacaklara uygulanacak faiz oranlarının belirlenmesi gerekeceği–
Aleyhinde hüküm kurulmamış olan borçlu hakkında bu ilama dayalı olarak icra takibi yapılamayacağı–