Süresi imza tarihinden itibaren bir yıl olarak belirlenen avukatlık ücret sözleşmesinde, "...akdin, sürenin bitim tarihinden bir ay önce yazılı olarak ihbar etmediği takdirde aynı şartlarla bir yıl daha uzamış sayılacağı, ..vekalet akdinin taraflarca, ihbar tarihinden 1 ay sonra geçerli olmak üzere her zaman feshedilebileceği, ancak, avukatın ihbardan itibaren bir aylık ve bunu takip eden 15 günlük süre içinde bütün sorumluluğu devam edeceği gibi bu süre sonunda uhdesindeki işleri derhal teşekküre tevdi ve teslim etmeye mecbur olduğu” ve “...gerek akit süresinin bitiminde yenilenmemesi, gerek taraflardan birinin akti süresinden önce feshetmesi hallerinde avukatın ayrıldığı tarihe kadar tahsil edilmiş avukatlık ücretinden faydalanacağına” ilişkin düzenlemelerin genel işlem koşulu olarak kabul edilemeyeceği- Sözleşmenin feshi ile fiilen dosyaların davacının elinden alınması arasında geçen süre için davacı avukatın alacağının olup olmadığı, varsa miktarı hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Avukatın haksız azli halinde, artık işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, azil tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebileceği, bu nedenle davacı avukat, tahsil edilmemiş olsa dahi karşı yan vekalet ücretine hak kazanmış olacağı-
Davacının vekalet ücret alacağı belirlenirken azil tarihindeki dava değeri dikkate alınarak davacı vekilin vekalet ücretinin belirlenmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle azil tarihinden sonra ıslahla artırılan miktar üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece azlin haksız olduğu kabul edilerek 'karşı yan vekalet ücretine' hükmedildiği halde, davacının hak etmiş olduğu akdi vekalet ücretine karar verilmediği, bu halde mahkemece, davacının akdi vekalet ücretine de hak kazandığı gözetilerek hüküm kurulması gerektiği-
Vekillikten azilden sonra vekilin icra dosyasından herhangi bir talepte bulunmasının, bu talebe ilişkin olarak icra müdürlüğünün bir karar vermesinin usulsüz olduğu, vekilin, vekillikten azil halinde, azilin haklı olup olmamasına göre Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesi uyarınca vekalet ücretine hak kazanacağı, ancak vekilin, vekalet ücreti alacağını alabilmesi için Avukatlık Kanunu'nun 164/son ve 174. maddeleri uyarınca mahkemede dava açarak ayrı bir ilam almasının ya da doğrudan ilamsız icra takibine başvurmasının gerekli olduğu-
Avukatlık ücretinin, avukatın yaptığı işin olumlu sonuçlanmasının ya da davayı kazanmanın değil, verilen hizmetin karşılığı olduğu; ayrıca, avukatın, alacaklı vekili olarak davayı kaybetse de, takipte hiçbir ücret tahsil etmese de verilen hizmetin karşılığı olarak vekalet ücretine hak kazanacağı-
Kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve ilişkin kararın bağlayıcı olduğu-
Avukatını, bilirkişi raporu alınmasından sonra azleden davalı, "davacı avukatın kendisine yeterince bilgi vermemesi ve dava devam ederken kendisinden ücret istemesi nedeniyle davacıyı azlettiğini" ileri sürmüşse de, davacının vekâlet ücreti talep ettiği tarih ile azil tarihi arasındaki (yaklaşık 3 aylık) süre dikkate alındığında, davacının davalıdan ücret talep etmesi nedeniyle yanlar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğinin kabulü yerinde olmadığı- Davalının azil işlemi haksız olup davacının vekâlet ücreti isteyebileceği-
Dava konusu olayda, avukat istifa sebebi olarak davalı şirketin bağlı olduğu gruba ait başka bir şirket vekaletinden haksız olarak azledilmesi hususunu ileri sürüldüğünden, istifanın haklı olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi gerektiği-
Azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde, müvekkilin avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı, avukatın, bu durumda, ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebileceği- Haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Mahkemece yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-