Taraflar arasında imzalanan ve geçerli olan Avukatlık Ücret Sözleşmesine göre, davacı avukatın takip ettiği ve kesinleşen dava dosyasından hak kazandığı vekalet ücreti alacağını davalı müvekkilinden talep etmiş olmasının haklı azil nedeni sayılamayacağı ve azlin haksız olduğu tespitinin yerinde olduğu-
Vekilin sorumluluğunun takip ettiği tüm iş ve davalara şamil olduğu, dolayısıyla birkaç işteki özensizlik ve ihmalin tüm takip edilen dosyalara da sirayet edeceği- Avans faizi yerine yasal faiz talep edilmesinin müvekkillere karşı özen yükümlülüğünün ihlali anlamına geleceği ve böylece azlin haklı nedene dayandığı- Haklı nedenle azilde ancak azil tarihi itibariyle kesinleşen işler bakımından vekalet ücreti talep edilebileceği ancak avukatların azil tarihi itibariyle takip ettikleri ve kesinleşmiş bir iş bulunmadığı-
İcra takip dosyasına başka bir vekil tarafından vekaletname sunulması nedeniyle davacı vekillerin vekillik görevinden istifa etmesi- Söz konusu icra dosyası incelendiğinde; dosyaya gelen paranın davacı vekil tarafından tahsil edildiği, daha sonrai başka bir vekil tarafından vekaletname sunularak, vekaletnamede ahzu kabz yetkisi verilmediğinden bahisle ödemenin geri alınması talepli dilekçe sunulduğu-  Bu aşamada davacı vekiller tarafından davalıya mail gönderilerek dosyaya yatan paranın davalıya ödenmesi amacıyla hesap numarasının istenildiği, akabinde maile cevap verilmeyince aynı içerikte  ihtarla bildirimde bulunulduğu- Ahzu kabz yetkisine yer verilmemiş olmasının, avukatın bu yetkiye sahip olmadığı anlamına gelmediği, tam aksine bu yetki vekaletname ile birlikte vekile tanınan yetkiler arasında yer aldığından, aksi açıkça belirtilmedikçe, avukatın ahzu kabz yetkisine sahip olacağı- Davalı "davacı vekillerin kendisini bilgilendirmediğini bu nedenle güven kaybı oluştuğunu" belirtmiş ise de; istifadan önce bu yönde bir ihtarda bulunmadığı, davacıların istifasına kadar vekalet ilişkisini sürdürdüğü anlaşıldığından, dosyaya başka bir vekil tarafından vekaletname sunulması nedeniyle davacıların vekalet görevinden istifa etmiş olmasının "haklı istifa" sayılacağı ve bu nedenle vekilin ücretin tamamına hak kazanacağı- "Davacı avukatların vekalet ücreti alacaklarının üstünde davalıya ait parayı uhdelerinde tuttukları, hapis hakkı şartlarının mevcut olmadığının, usulsüz olarak hapis hakkının kullanıldığının bilirkişi raporunda açıklandığı; davacıların, başka bir avukatın kendi bilgileri dışında davalı tarafından görevlendirilmesi gerekçesiyle, vekalet görevinden istifa edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve istifanın haklı istifa olarak kabulünün mümkün olmadığı" şeklindeki görüşe itibar edilmediği-
Davacı tarafından davalının takip edilen dosyasında, davalı aleyhine herhangi bir işlemin yapılmadığı, davanın davacı tarafından takip edildiği ve davalının savunmasız bırakıldığı duruşmanın bulunmadığı, aksine davacı tarafından dava takip edilirken davalı tarafça başka bir vekilin dosyaya dahil edildiği, davacının vekâlet sözleşmesinden kaynaklı yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiği ve davalının azlinin haksız olduğu, Avukatlık Kanunu uyarınca ücrete hak kazandığının anlaşıldığı, Mahkemece verilen önceki kararlar ve ilgili kararların sadece davalı vekilince temyiz edilmesi sebebiyle davalı yanın akdi vekalet ücreti yönünden usulî kazanılmış hakkının doğduğu, bu nedenle akdi vekâlet ücretinin davalı lehine kazanılmış hak oluşturan dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği- İş Mahkemesi davasında dava değeri olan 113.958,52 TL’nin esas alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap edilen 11.166,68 TL akdi vekâlet ücreti ile anılan Mahkeme kararında davalı lehine takdir edilen ve Avukatlık Kanunu’nun 164/son hükmü gereği davacı vekile ait olan 11.166,68 TL karşı yan vekâlet ücreti olmak üzere toplam 22.333,36 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne ve icra dosyasına davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 11.166,68 TL vekâlet ücreti ve 11.166,68 TL karşı yan vekâlet ücreti olmak üzere toplam 22.333,36 TL üzerinden devamına; bedelin belirli olmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verildiği-
Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilirken, haksız azil halinde avukatın, hangi aşamada olursa olsun üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu-Vekilin azlini haklı gösteren delillerin sunulmadığı, vekilin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ve bu nedenle vekilin işin tüm ücretine hak kazandığı-
Uyuşmazlık, vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, avukatlık vekalet ücreti alacağına ilişkindir...
Davacı avukatın tutuklu olduğu dönemde başka bir avukat tayin edilmesinin olağan olduğu- İstifa tarihi itibariyle davacı avukat tarafından takip edilen henüz kesinleşmiş işler olmadığından davacının ücret alacağının bulunmadığı-
Davalı tarafından azlin haklılığına dair bir belge sunulamadığı, cevap dilekçesinde azlin davacının ihtarı ile vekalet ücreti alacaklarını istemesine dayandırıldığı azil işleminin haksız olduğu, sözleşmenin sözleşmeye taraf olmaması sebebiyle davalı yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı,...tarihli rapordaki Avukatlık Kanun'un 164/4 üncü maddesine göre yapılan hesaplama esas alınarak bozma ilamında dava dilekçesi ekinde yer almadığı halde hesaplamaya konu olduğu belirtilen dosyalar yönünden yapılan hesaplamalar toplam bedelden mahsup edildiğinde (94.821,35-1.500,00-1.500,00) asıl dosya kapsamında davacı tarafça talep edilmesi mümkün vekalet ücreti alacağının 91.821,35 TL olacağı, asıl davada davacının talebiyle bağlı kalındığı, azlin haklı olup olmadığının tespiti ve yine vekalet ücreti miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden alacak miktarı likit olmadığından, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin, takip talebinde belirtilen koşullar üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından reddine, birleşen dosya yönünden, davanın kısmen kabulüne, 52.693,39 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, karar verildiği- Bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle hükme esas alınan... tarihli raporda davalının dosya kapsamındaki avukatlık sözleşmesi ile bağlı olmadığının tespiti ihtimaline göre de Avukatlık kanunun 164/4 uyarınca hesaplama yapıldığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, raporda incelenen 23 dosyadan 2 dosya açısından borcun Mahkemece hesaplamadan düşüldüğü, dilekçe ekinde belirtilen 19 dosya açısından vekalet ücreti hesaplaması yapıldığı-
Vekalet ücretine dayanak yapılan üç davanın davacı vekilin davalıya vekaleten açtığı tazminat davasıyla bağlantılı olduğu, davaların uzamasında davacı vekilin kusurunun bulunmadığı, davalı tarafından cevap dilekçesinde ileri sürülen azil nedenlerine göre azlin haklı nedene dayanmadığı, davalı tarafça ıslahla verilen cevap dilekçesi ise tahkikat aşamasının bitiminden sonra verildiğinden dikkate alınamayacağı gözetildiğinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği-