Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında davacı taraf satış suretiyle paylaşım istese de tarafların, aralarında aynen taksim yapılması konusunda anlaşmaları halinde ve taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı, tarım arazilerinin niteliği aynen taksimin yapılmasına müsait olması halinde mahkemece öncelikle aynen taksim yapılması gerektiğinin gözetileceği-
Ortaklığın giderilmesi davalarında taraflardan birisinin dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir muhdesat (Bütünleyici parça) iddiası bulunuyorsa, bu konuda tarafların ittifak edip etmedikleri sorulup, ittifak etmiyorlarsa iddiası olan tarafa görevli ve yetkili mahkemede dava açması için süre verilmesi gerekeceği-
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verildikten ve davanın sonucu beklendikten sonra ortaklığın giderilmesi davasının görüleceği-
Kamulaştırılan kısmın ifrazından sonra kalan kısmın ortaklığının giderilmesine karar vermek gerektiği-
Paydaşlığın giderilmesi istenilen taşınmazın tapudaki yüzölçümü fiili duruma uymuyorsa tapu kaydındaki yüzölçümünün düzeltilmesi için dava açmak üzere taraflara süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi gerekeceği, şayet dava açılmaz veya açılan dava retle sonuçlanırsa ve tapu miktarı fiili durumdan az ise sabit sınırlardan başlanarak taşınmazın yüzölçümü belirlenip teknik bilirkişiye bu doğrultuda kroki düzenlettirilerek, krokide belirlenen yer hakkında karar verileceği ve eğer tapu miktarı fiili durumdan daha fazla ise davanın reddi gerekeceği-
30.04.2014 tarihli ve 6537 s. K. mad. 4 ile yapılan değişiklikle; artık alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden; alacaklının İİK mad. 121 gereğince yetki alarak bu parseller yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmayıp, bu taşınmazlar yönünden davanın reddedilmesi gerektiği-
Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakimin kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremeyeceği-
Taraflarca imzalanmış tarihsiz protokolde ortaklığın devamına, tarafların ortaklığın giderilmesi davası açamayacaklarına dair açıkça bir düzenleme yer almadığı gibi ortaklığın devamına ilişkin resmi şekilde yapılmış bir sözleşme de mevcut olmadığından; mahkemece taraflarca yapılmış imzasız protokolun ortaklığın devamına yönelik bir sözleşme olarak değerlendirilmesi hatalı olup, davacı ve davalılar adına paylı mülkiyet hükümlerine tabi olan taşınmaz için mahkemece yerinde keşif yapılarak öncelikle davalı ve davalının aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin taleplerinin kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesi isteğini de kapsadığı kabul edilerek bu yönde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Salt mirasçılık belgesinin iptali ile yeni bir mirasçılık belgesinin alınmasının, kesinleşmiş ortaklığın giderilmesi ilâmının yok hükmünde sayılmasını gerektirmeyeceği- Ancak şartlar varsa kesinleşmiş ortaklığın giderilmesi kararı için, yargılamanın iadesi davası açılabileceği-
Davacı alacaklı İİK. mad. 121 uyarınca icra hukuk mahkemesinden aldığı yetki belgesine dayanarak mirasçının borcundan dolayı murisinin paylı malik olduğu taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini istemiş; ancak yargılama sırasında dava konusu taşınmaz kadastro yenilemesi sonucu farklı bir numara almış imar uygulaması ile oluşan dava konusu taşınmazda davalı borçlu paylı malik haline gelmiş olduğu durumda, borçlunun dava konusu taşınmazda paylı malik olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-