Kararlılık kazanmış yargısal uygulamaya göre, idarece yapılan belirlemenin doğrudan bağlayıcı olmayacağı-
Dava konusu taşınmazın malikinin kullanımını engelleyecek şekilde sürekli olarak kısmen Terkos Gölü suyu altında bulunması nedeniyle davalı idarenin taşınmaza kalıcı ve sürekli bir müdahalesinin bulunduğu-
Terkos gölünün zaman zaman taşması ve taşan suların dava konusu taşınmazı geçici olarak kısmen veya tamamen kaplaması kamulaştırmasız el atma olarak kabul edilemeyeceği-
Sözleşmenin 35/b ve c maddelerinde malzemelerin teslimi için bir süre öngörülmemiş ise de aynı maddenin (a) bendinde idare tarafından yapılan tebliğden sonraki (4) aydan sonra ceza uygulamasına ilişkin açıklamanın (b) ve (c) bentlerinde de uygulanacağı-
Bu düzenlemelere göre Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için; dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “ askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerekeceği-
Bir taşınmazın imar planında park olarak ayrılmasının fiilî el atma sayılamayacağı-
İdare tarafından saptanan kıyı kenar çizgisi imar planlaması ve uygulamasına yönelik ve onunla sınırlı bir çizgi olup; bu çizginin mülkiyet hakkının tespitine ilişkin olduğuna dair yasada açık ya da kapalı bir hüküm de bulunmadığından idari bir işlemle mülkiyet hakkının sınırlandırılamayacağı-
Dava sonucu itibariyle idari aşamada kesinleşen idari para cezasının üst düzey yönetici olması nedeniyle davacıdan tahsil edilip edilemeyeceğine ilişkin olup, idari para cezasının iptaline yönelik olmadığından tarafların gösterdiği tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Hakem kararı ile 11 sayılı kadastral parselin belediyeye ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, davacı belediyece yapılan imar şuyulandırılması ile oluşan imar parselleri de hazine üzerine yazılmış bulunduğundan imar parsellerinin dayanağını oluşturan idari işlem idare mahkemesinde iptal edilmeden hakemde verilen karardan bahisle idari işlemi ortadan kaldıracak biçimde genel yargı yerinde hüküm kurulamayacağı-
Davacı Vakıf Üniversitesinin mallarının devlet malı sayılması için kamu tüzel kişisi olmasının yetmeyeceği, bütçesinin genel ve katma bütçe içinde yer alması veya kuruluş Yasasında açık bir düzenlemenin bulunmasının gerekeceği, oysa davacı üniversitenin genel ve katma bütçeye dahil olmadığı, Ek 7. maddenin aynı Yasanın 56. maddesine genel atıf yapması, onu genel ve katma bütçeli bir kuruluş haline getirmediği gibi, bu atfın davacı üniversitenin mallarının kendiliğinden devlet malı sayılmasını gerektirmeyeceği, uygulamada İİK.nun 82/1. maddesinde yazılı bir malın, devlet malı sayılması için bu kuruluşun genel ve katma bütçeli daire olması, malların kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş olması, temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan ve öz sermayesi devletçe temin edilmiş ve 1050 sayılı Yasaya tabi kuruluşa ait mallar olmasının gerekeceği, nitekim özel Yasalarında Kamu Tüzel kişisi olan TRT, Kızılay gibi benzer kuruluşların malları da devlet malı kavramı