Gider avansı dava şartı iken delil ikamesi avansının dava şartı olarak nitelendirilemeyeceği, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamasının dava şartı nedeni ile davanın reddini gerektirmeyeceği, tarafların belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilinden vazgeçmiş sayılacağı-
Davacı tarafın ekonomik durumuna nazaran iki haftalık sürede yatırılması istenilen tutarın önemli bir külfet teşkil ettiği, bu nedenle mahkemece her ne kadar delil avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; verilen ihtarın usulüne uygun olmadığı, zira mahkemece verilen ihtarda delil avansının yatırılması için davacı tarafa verilmiş olunan iki haftalık kesin sürenin yeterli ve makul bir süre olmadığı- Kesin sürenin verildiği tarih itibariyle dosya kapsamında henüz hesap bilirkişi raporu alınma zamanı gelmediğinden davacı tarafın hak arama hürriyetinin ve savunma hakkının kısıtlandığı, bu nedenle somut olayın şartlarına göre davacı tarafa eksik delil avansını yatırması için yeniden süre verilmesi gerektiği-
HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açılan davada, gider avansının yatırılmasına ilişkin ara kararının verildiği tarih itibariyle dilekçeler aşaması tamamlanmış olup yargılama tahkikat aşamasında bulunduğundan, HUMK döneminde açılan ve tahkikat aşamasında bulunan davada, HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceğinin kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat gideri, tanık gideri, keşif ve bilirkişi gideri vb. için istenilen masrafın, dava şartı olan gider avansı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu-
Davacı tanıklarının beyanlarını içeren evrakların ve yazılı istinabe evraklarının Türkçe'ye tercüme edilmesi amacıyla takdir edilecek delil avansını yatırması için 6100 Sayılı HMK. mad. 324/1 uyarınca davacıya kesin süre verilmesi, delil avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılması halinde mahkemece veyahut istinabe yoluyla atanacak yeminli tercüman aracılığıyla davacı tanıklarının beyanlarını içeren evrakların tercüme ettirilmesi aksi halde HMK'un 324/2. Maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken tercüme yükümlülüğünün gerekmediği halde davacıya yüklenerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
HMK'nun 120. maddesine göre davacının yargılama harçları ile Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu-  HMK. mad. 448 uyarınca, kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı ve HMK'nun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davada, (2013 yılına ait) tarifede yer alan (diğer işlemler için ödenmesi gereken) 50-TL' nin ödenmesi davalıdan istenemeyeceği- Anılan tarifede 50-TL olarak belirlenen gider avansının davalıdan hangi gerekçe ve hangi kalemler için 100,00 TL olarak ödenmesinin talep edildiği de açıklanmamış olduğundan, mahkemece yatırılması istenen bu miktar "delil avansı" mahiyetinde ise bu giderin yatırılmamış olması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, ilgili tarafın talep ettiği delilin ileri sürülmesinden vazgeçilmiş sayılacağı sonucuna varılarak dosyadaki mevcut delil durumu gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği- HMK. mad. 120/2 ve 114/1-g uyarınca, dava şartı niteliğindeki gider avansının yatırılmaması halinde, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu- Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer tarafın bu avansı yatırabileceği, aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı-
Şahit dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilemeyeceği- Gider avansı dava şartı iken, delil ikamesi avansının dava şartı olarak nitelendirilemeyeceği, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamasının dava şartı nedeni ile davanın reddini gerektirmeyeceği, tarafların belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmamaları halinde, dayanılan delilinden vazgeçilmiş sayılacağı-
Davacıya, 1827,00 TL. tutarındaki delil avansını mahkeme veznesine yatırması için iki haftalık kesin süre verilerek, "kesin süre içinde avans yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı" ihtar edilmişse de, iki haftalık kesin süre yeterli ve makul bir süre olmadığı- Trafik kazasından kaynaklı tazminat davasının niteliği gereğince alınması gerekli olan bilirkişi raporlarının aynı anda alınması mümkün olmayıp belli bir sıra dahilinde yapılması gerektiği ve buna göre, hesap bilirkişi raporunun alınıp alınmamasına ancak kusur raporunun ve maluliyet raporunun sonucuna göre mahkemece karar verilebileceği düşünülerek, delil avansının yatırılması için daha uzun bir süre tayin edilmesi hali de davanın uzamasına sebebiyet verilmeyeceğinin kabulü gerektiği- Dosya kapsamında davacı tarafça 500 TL delil avansı yatırılmış olduğu anlaşıldığından, dosyanın safahati itibari ile yatırılan bu ücretin kusur raporu almaya yeterlidir olacağı ve davanın uzamasına da sebebiyet verilmemiş olduğu- Kesin sürenin verildiği tarih itibariyle dosya kapsamında henüz maluliyet raporu ve hesap bilirkişi raporu alınma zamanı gelmediğinden, davacı tarafın hak arama hürriyeti ve savunma hakkı kısıtlanmış olacağı- Mahkemce, yatırılan ücretle öncelikle kusur raporu alınması, duruma göre daha sonra davacı tarafa eksik delil avansını yatırması için yeniden süre verilmesi gerektiği-
Delil ikamesi için alınacak avans ile dava koşulu niteliğindeki gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın, gider avansı içinde yer almamasının zorunlu olduğu- HMK. mad. 324 dikkate alındığında, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması, keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilemeyeceği- Delil ikamesi avansının, ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekmekte olup, örneğin resen hesap raporu alınacaksa giderin HMK. mad. 325 kapsamında değerlendirilmesinin yerinde olacağı- Davacı tarafa verilen kesin süreye ilişkin ara kararında, alınması gereken avansın hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağı ve nereye ödeneceğinin de açıkça belirtilmemesinin isabetsiz olduğu- Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerektiği- Mahkemece, yalnızca HMK. mad. 324. ve 325 gereğince delil avansı talep edilebileceği göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme sonucu, davacıya gider avansı yatırmak üzere ilk celsede 2 haftalık süre, sonraki celsede 2 haftalık kesin süre verilerek ve bu hususlara ilişkin usulüne uygun ihtarat yapılmadan davacının gider avansını mahkeme veznesine yatırmadığından bahisle, HMK. mad. 120 gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Henüz kusur durumu belli değilken mahkemenin ilk duruşma ara kararında kusur bilirkişi ücreti, tazminat bilirkişi ücreti ve adli tıp ücreti gibi avansları iki haftalık kesin sürede istemesinin isabetsiz olduğu, zira, kusur raporu alındığında davacının tamamen kusurlu çıkması durumunda davanın reddedebilme ihtimali varken mahkemenin kusur belirlenmeden tüm avansları talep etmesi ve sonrasında belirlenen delil avansı yatırılmadığı için davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğu-