Kural olarak başka bir mahkeme sıfatıyla görülmek üzere dava açılan bu gibi hallerde Asliye Hukuk Mahkemesinin yargılamaya hangi sıfatla baktığını tensip kararından başlayarak karara bağlaması ve buna göre yargılamayı sürdürmesi, sonuçta da nihai kararında göstermesi gerekeceği- Örneğin, İş mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine açılan bir davada seri yargılama usulü uygulanacağı gibi, temyiz süresi de tefhimle başlayacağından mahkemenin bu sıfatla davaya baktığını karar altına alması ve nihai kararında da göstermesi gerekeceği-
İcra mahkemece eksik olan keşif avansını yatırması için borçlu tarafa kesin süre verilmesi gerekirken, dosyada mevcut gider avansı miktarı dikkate alınmaksızın keşif avansının tümünü yatırması için borçlu tarafa kesin süre verilmesi, kesin süre içerisinde de toplam keşif avansının yatırılmamış olması nedeni ile şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektireceği-
Bozma ilamından sonra davacı vekilinin hazır olduğu duruşmada, iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş ve takip eden davacı vekilinin katıldığı oturumda da, "gider avansının verilen kesin süreye rağmen yatırılmadığından ve gider avansının yatırılmasının HMK. mad. 115/2 gereğince dava şartı olduğundan açılan davanın reddine" karar verilmişse de, davanın 1086 Sayılı H.U.M.K. zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu, bozma ilamına uyularak sulh hukuk mahkemesi dosyasındaki borçlunun terekesine mümessil tayininin beklendiği anlaşıldığından mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda tereke dosyası beklenerek taraf teşkili sağlandıktan sonra iptal koşulları yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davanın 6100 sayılı Yasa'nın yürürlüğünden önce açılmış bulunması karşısında, davanın açıldığı sırada yatırılması gereken bir avansın söz konusu olamayacağı ve hükmün anılan Yasa'nın yürürlüğünden sonra açılacak davalarda söz konusu olabileceği, esasen 448. madde anlamında dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren Tarife'ye dayalı olarak gider avansının ödenmesinin istenemeyeceği, davanın HMK döneminde açılmamış olması, dilekçelerin teati aşaması tamamlanarak, tahkikat aşamasına geçilmiş olması karşısında bu aşamada masrafa gerek olması halinde HMK'nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerektiği nazara alınması gerekirken, davanın gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın 6100 sayılı Yasa'nın yürürlüğünden önce açılmış bulunması karşısında, davanın açıldığı sırada yatırılması gereken bir avansın söz konusu olamayacağı ve hükmün anılan Yasa'nın yürürlüğünden sonra açılacak davalarda söz konusu olabileceği, esasen 448. madde anlamında da dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren Tarife'ye dayalı olarak gider avansının ödenmesinin istenemeyeceği, masrafa gerek olması halinde dahi HMK'nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerektiğinden mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Gider avansının; tebligat, bilirkişi ücreti ve diğer iş ve işlemler için dava açılırken alınması gereken bir tutar olduğu- Dava şartı olmayan ve HMK'nın 324. maddesinde düzenlenen, taraflardan birinin, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ve verilen kesin süre içinde yatırılmak zorunda olunan ( delil ikamesi için ) avansa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, diğer tarafın bu avansı yatırabileceği- Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı- Görüldüğü üzere her iki avansın niteliği ve yatırılmamaları halinde uygulanacak hükümlerin farklı olduğu-