Mahkemece, borçlular vekilinin de hazır olduğu celsede verilen (3) nolu ara kararı ile, dosyanın hesap bilirkişisine tevdiine, hesap bilirkişisinin emek ve mesaisine karşılık 150,00 TL ücret takdirine, masrafın yatırılan gider avansından karşılanmasına, gider avansının eksik olan kısmını yatırması için davacı (borçlu) tarafa (2) haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde yatırmaz ise, bu delile dayanmaktan vazgeçtiğinin ihtarına ve daha sonra da eksik delil avansının yatırılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş ise de, kesin süreye ilişkin ara kararında yatırılması lazım gelen eksik avans miktarının açıkça belirtilmediği görülmekte olup, kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği, o halde, mahkemece, HMK'nun 324. maddesi kapsamında eksik delil avansının yatırılması için borçlulara usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
HUMK zamanında açılmış bulunan davada, dilekçelerin teati aşamasının geçilip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nun 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, yazılı şekilde gider avansı istenmesi ve verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından bahisle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması, tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin ise gider avansı içinde değerlendirilmemesi gerektiği- Tanık deliline dayanılması sebebiyle istenilecek giderin delil avansı olduğu, bu masrafların gider avansı olarak kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda imzanın kuvvetle muhtemelen borçlunun eli ürünü olmadığının bildirildiği dolayısıyla kesin kanaat bildirilmediği alacaklının mahkemeden, yeni bir rapor alınmasını istediği mahkemece söz konusu talebin kabul edildiği ancak duruşmada verilen iki haftalık kesin süreye rağmen (usul ve yasaya uygun olarak yapılan ihtar mevcuttur.) gerekli masrafın yatırılmadığı, diğer duruşmada da mahkemece, alacaklının bilirkişi raporuna dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, toplanan delillere göre borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olduğu gibi HMK’nun 324. maddesi çerçevesinde alacaklı yönünden alınan kararın da usul ve yasaya uygun olduğu, öte yandan mahkemece, takibe konu çekteki imzanın borçlu eli ürünü olduğu kesin olarak tespit ve ispat edilemediği kabul edildiğine göre, bu durumda alacaklının kötü niyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Bilirkişi incelemesinin yaptırılması için gerekli olduğu belirtilerek 24.12.2014 tarihli tensip zaptının 7-8-9. bendi ile borçlu tarafça yatırılması istenen avansın, delil avansı niteliğinde olduğu, bu avansın yatırılmamasının sadece o delile dayanmaktan vazgeçme sonucunu doğuracağı, bu halde, Mahkemece verilen kesin süre içerisinde delil avansının yatırılmamasının o delilden vazgeçilmiş sayılacağı anlamına geldiği değerlendirilerek şikayet dilekçesinde ileri sürülen ve bilirkişi incelemesi gerektirmeyen şikayet nedenleri üzerinde durulması, hasıl olacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi ücretinin gider avansı olduğundan yola çıkılarak şikayetin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteği-
İmzaya itiraz halinde, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğundan, mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu gözetilerek HMK'nun 324. maddesi kapsamında delil avansının alacaklı tarafından yatırılması için işlem yapılması, sonucuna göre imza itirazı hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Çekişmeli taşınmazların davalıya teminat amaçlı temlik edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteği ile açılan davada, davacının temyizden sonra ölümü üzerine yasal mirasçılarının mirasın reddi ile ilgili açtıkları davaların sonuçlarının beklenilmesi, mirasın reddi istemine ilişkin kararların kesinleşmesi halinde TMK.nun 611. madde hükmü gereğince diğer hak sahiplerinin tespiti ile onların da mirası kabul veya reddetmesi durumuna göre davanın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması gerektiği-