Hukukumuzda tanıkların taraflarca hazır edilmesini zorunlu kılan bir kural bulunmadığı- Hâkimin olaylara, adalet hizmetine çözüm odaklı yaklaşması, şekilci olmaması gerektiği- Keşif harç ve avansının kısa süreli farkla tamamlanmış olmasından dolayı keşiften vazgeçilmiş sayılması ve bu gerekçe ile davanın reddi kararı verilmesinin yerinde görülmediği-
Bilirkişi incelemesi için yatırılması gereken 300 TL ve 50 TL posta giderinin yatırılması için davalı alacaklıya iki haftalık kesin süre verildiği, kesin sürede eksikliğin giderilmediği, imzaya itirazda ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, bu nedenle imzanın borçluya ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile imza itirazının kabulüne borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesinin yerinde olduğu-
Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekeceği, HMK'nın ilgili hükümlerince çıkarılan muhtıranın re'sen yapılan incelemesinde, yerel mahkemece 1 nolu celsede ilgili hususlar belirtilmişse de, delil avansının yatırılacağı yerin ve keşif harcının ayrıca ve açıkça gösterilmediği, bu durumda kesin sürenin hukuki sonuçlarını doğurur mahiyette usulüne uygun olarak verilmiş bir süreden bahsedilemeyeceği, o halde mahkemece, keşif ve bilirkişi masrafları ve harçlar ayrı ayrı gösterilerek ve yatırılacak yer belirtilerek usulüne uygun ihtar ile delil avansını yatırılması için şikayet eden-borçluya kesin süre verilmesi, usule uygun ihtara ve kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın sonuçlandırılması mümkün olmadığından ispat edilemeyen şikayetin esastan reddine karar verilmesi, aksi halde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Delil avansının yatırılmaması hâlinde o delilden vazgeçilmiş sayılacağından ve anılan mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan taşınmaz değerinin ve istenebilecek tazminatın tespitinin mümkün olmadığından bahisle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine yönelik verilen karar usule ilişkin nihai bir karar olmayıp, maddi anlamda esasa ilişkin verilen nihai bir karar olduğundan, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan sonraki davada "kesin hüküm dava şartının oluştuğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" dair verilen direnme kararının yerinde olduğu-
Meskeniyet şikayetinde ispat külfetinin borçluda olduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesince verilen şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönündeki kararının, daha mütevazi semtlerde haline münasip ev değerinin belirlenmesi maksadıyla rapor alınması gerektiğinden bahisle kaldırılmasına yönelik kararı gereğince İlk Derece Mahkemesince keşif giderlerinin borçludan istenmesinin yerinde olduğu belirtilerek, borçlu tarafından söz konusu giderin yatırılmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğundan bahisle meskeniyet şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, taşkın haciz şikayetine ilişkin istinaf başvurusunun ise İİK'nın 363. maddesi gereğince kesin karar olduğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği, o halde, ilk derece mahkemesince, HMK'nun 324. maddesi kapsamında delil avansının yatırılması için (avansın hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avansın, nereye yatırılacağının açıkça belirtilerek ve kesin sürenin sonuçları hatırlatılarak) borçluya usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Dairemizin bozma ilamında icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri tarihi itibariyle kıymet takdiri yapılması gerektiği şeklindeki değerlendirme maddi hataya müstenit olup, muhammen bedelin mahkeme keşif tarihi olan ............ tarihi itibari ile belirlendiği görülmekle bu tarih itibari ile değerlendirme yapılması gerektiği-
HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davada, HMK döneminde açılan davaların açılma zamanında yatırılması gereken giderlerin tamamının istenmesinin hak arama hürriyetini kısıtlayıcı mahiyette olduğu-
Keşif ara kararında "keşif işlemleri icrasında ve tebligat masraflarında kullanılmak üzere 1.600,00 TL gider avansının davacı tarafça 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına, aksi halde davanın usulden reddedileceğinin davacı ve davacı vekiline ihtarına” denilerek kesin süre ve sonuçları belirtilmiş ise de, söz konusu ara kararda keşif avans ücretinin miktarıve ayrıca bilirkişiler için ödenmesi gereken ücret, mahkeme yasal yolluğu, mahalli bilirkişiler, vasıta ücreti ve yapılacak tebligatlarla ilgili giderler kalem kalem belirtilmediğinden keşif ara kararının usulüne uygun ve kesin sürenin sonuçlarının uygulanmasını gerektirecek nitelikte olduğundan söz edilemeyeceği-
Mahkemece HMK'nın 324/1.maddesi kapsamında alacaklıya, dava dosyasında yapılması gereken incelemeler sebebiyle gereken delil ikamesi avansını tamamlaması için usulüne uygun şekilde muhtıra çıkartılarak sonrasında yapılacak inceleme ve değerlendirmeler neticesinde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bilirkişi ücretinin yatırılması hakkında oluşturulan ara kararın ve kesin sürenin mazeret dilekçesi kabul edilen davalı alacaklı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, belirlenen kesin sürenin sonuçları hakkında tarafların uyarılması, ihtarata rağmen kesin sürenin gereğinin yerine getirilmemesi halinde HMK'nin 324. maddesi gereğince işlem yapılması aksi takdirde işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-