Borçlunun -genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde- ödeme emrine itiraz etmesi üzerine, önce icra mahkemesine başvurarak «itirazın kaldırılmasını» istemiş olan alacaklının, daha sonra bu talebinden vazgeçerek -ya da bu talebinin reddedilmesi üzerine- «itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde» mahkemeye başvurarak «itirazın iptali» davası açabileceği–
Ödeme emrine «veli», «vasi» veya «mirasçı» tarafından itiraz edilmiş olması halinde inkar tazminatına hükmedilebilmesi için bunların kötüniyetli olduklarının isbatı gerektiği–
Deliller toplanmadan önce mahkemece «davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına» veya davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması halinde davacı yararına tam değil 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması halinde geçersiz olacağı, tarafların birbirlerine verdiklerini iade ile yükümlü olacakları–
Haksız fiilden kaynaklanan alacak takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, zarar miktarının önceden bilinmesi mümkün olmadığından, davanın kabulü halinde alacağa «yasal faiz» yürütülmek suretiyle «itirazın iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
Davalı, blok kat maliklerinden toplu yapı ortak gider paylarını, yönetim planının kendisine tanıdığı tüm yetkileri kullanmış, gerekli girişimlerde bulunmuş olmasına karşın toplayamadığını ileri sürüp kanıtlayamadığından, davacının, davalıdan ediminin ifasını isteyebileceği yani; davalının pasif husumet ehliyetine sahip olduğu ve davanın itirazın iptali davası olmasının bu sonucu değiştirmeyeceği-