Müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin; asıl borçlunun borcundan (ana borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ve kendi temerrüdlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu olduğu- Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, asıl borçluya sözleşmedeki adresine çıkarılan ihtarnamenin tebliği üzerine ihtarda belirtilen süre sonunda borçlunun temerrüde düştüğü gözetilerek asıl borçlu ve kefillerin sorumlu olduğu miktarın tespiti gerektiği-
Davalı, bir kamu kurumu olduğundan ve eylem ve işlemleri kamusal nitelik taşıdığından, alacağın, davalı tarafından tahsil edilen emlak vergisinin iadesine yönelik olduğu bilinerek; istemin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerektiği; itirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesinin kabul edilemeyeceği- İdari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemeyeceğinden istem, idari yargı yerinde davaya konu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacı vekilinin isteminin dinlenilebilir nitelikte olmadığı-