Kredi kartları borçları, B.K.nun 101/2 (yeni TBK.’nun) maddesinde öngörülen “miktarı önceden belli olan kesin vadeli borç” niteliğinde değildir. Bu nedenle kredi kartı borçlarında temerrüt tarihi bakımından, anılan maddenin uygulanması mümkün değildir. Kredi kartının bu özelliği nedeni ile borçlunun temerrüdünün, banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesap kat edildikten sonra, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmiş ise, bu sürenin bitiminden itibaren oluşacağı-
İsbat yükü kendisine düşmediği halde, isbatın kendisine ait olduğunu sanarak karşı tarafa yemin teklifinde bulunanın bu teklifinin bağlayıcı bir sonuç doğurmayacağı- (İsbat yükü kendisine düşmeyen tarafa verdirilen yeminin hukuki sonuç doğurmayacağı)–
Dava, davalı banka çalışanlarının yasa yönetmelik ve genelgelerin kendilerine yükledikleri araştırma/soruşturma görevlerini ihmal ederek usulsüz kredi vermeleri nedeni ile davacı bankaya verilen zararın tazmini için başlatılan icra takibine davalıların yaptığı itirazın iptaline ilişkindir. Davalılar hakkında açılan ceza davası mahkûmiyetle sonuçlanmış olup; kredilendirme işlemlerinde imzası bulunan ve bu surette katkısı bulunan müdür yardımcısı da istenen tazminattan sorumludur. Savunmasında ileri sürdüğü hususlar, ancak rücu davasında gözetilebilecek hususlardır. Bu bakımdan davanın davalı müdür yardımcısı yönünden reddinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Kural olarak Borçlar Kanununun 101. (şimdi; TBK.'nun 117.) maddesine göre, kesin vadeli sözleşmelerde temerrüt tarihinin sözleşmede belirtilen günün hitamı ile gerçekleşeceği, banka tarafından gönderilen son hesap özetinde ödeme günü belirtilmekte ise de, bu ödeme gününde borcun tamamının değil belli bir kısmının ödenmesi gerektiği bildirildiğinden, borcun tamamının ödenmesi gerektiği bildirilmediğinden, kredi kartı borçlarının, miktarı önceden belli olan kesin vadeli borç niteliğinde olmadığı, bu nedenle kredi kartı borçlarında «temerrüt tarihi» bakımından, anılan maddenin uygulanmasının mümkün olmadığı–
Adı ne olursa olsun ister icra inkar tazminatı, ister faiz bu kavram altında yer alacak hiçbir yaptırımın görevin tespitinde hesaba katılmayacağı-
Zamanaşımına uğramış çekler yönünden kambiyo hukukuna dayalı haklar yitirilir ise de bu durumda hamilin aralarında temel ilişki varsa bu çeklere yazılı delil başlangıcı olarak dayanarak ve iddiasını her türlü delille kanıtlayarak dava açabileceği, arada temel ilişki bulunmaması halinde ise uyuşmazlığın TTK. 644 (şimdi; Yeni TTK. mad. 732) hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği–
Asıl borçlu ile beraber, borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine -MK. 887 uyarınca- ihbar yapılmadıkça, ipotek borçluları için borç muaccel olmayacağından, bu kişiler hakkında ipotekli takip yapılamayacağı-
Davalı Turkcell İletişim Hizm. A.Ş.'nin, davacı mobil telefon abonesinden, aralarındaki sözleşme uyarınca «sabit ücret» adı altında bir para talep edebileceği–
Takip hukukundan doğan bir dava olan itirazın iptali davasında, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında «takip tarihi itibariyle» haklı olup olmadığının araştırılması gerekeceği–