Bononun çift vade içermesi sebebiyle TTK' nın 778 maddesi atfıyla aynı Kanunun 703. maddesi uyarınca bono olarak kambiyo senedi vasfını kaybedeceği ve yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirilmesi gerekeceği- Dava konusu senet bir bono gibi tanzim edilmişse de çelişkili vade içerdiği için bir kambiyo senedi niteliğinde değildir. Bu nedenle bu bonoda avalist olan davacının şekle aykırılık nedeniyle aval sorumluluğu sona erdiğinden avalist konumundaki davacı yönünden davanın kabulü gerekeceği-
Borçlu keşidecinin, senedin teminat senedi olduğuna yönelik kişisel def'iyi (senet metninden bononun teminat olarak verildiği anlaşılmasa da) bono lehtarı olan alacaklıya karşı ileri sürebileceği- Alacaklı "bononun satım sözleşmesi kapsamında verildiğini" kabul etmekle birlikte bononun teminat amaçlı değil, "malın teslimi karşılığında verildiğini" beyan ettiğinden, bononun satım sözleşmesi kapsamında verildiği taraflar arasında çekişmesiz olup, bu hususun borçlu tarafından yazılı delille ispatına gerek bulunmadığı- Alacaklı tarafından düzenlenen faturanın üzerindeki ibareler ve alacaklı vekilinin borçluya gönderdiği cevabi ihtarnamede açıklamalar da gözetildiğinde, satım sözleşmesi kapsamında verildiği çekişmesiz olan bononun tanzim tarihi ve bedeli ile fatura tarihi ve miktarı aynı olup, faturada satım bedelinin eşit taksitler halinde ödeneceği kararlaştırıldığına göre senedin teminat amaçlı olarak alacaklıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği- Bunun için senet veya fatura üzerinde senedin satım sözleşmesinin teminatı olarak verildiğine ilişkin bir kaydın bulunmasına gerek bulunmadığı- "Takibe konu bononun ön ve arka yüzünde teminat ibaresinin bulunmadığı, senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilmesi için neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerektiği, takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde bono olduğu" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Geniş yetkiler içeren vekâletnameye dayalı olarak yetki verilen kişinin davacı-borçlu şirket adına kambiyo senedi düzenleme konusunda yetkisinin olup olmadığını davalı-alacaklının bilmesi kendisinden beklenemeyeceği- "Takibe dayanak bonoyu tanzim edene verilen vekâletnamede açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisinin bulunmadığı, davalı-alacaklı lehdarın senedi takibe koymakta ağır kusurlu olduğu, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği- Davalı-alacaklının takibe girişmekte ağır kusurlu; kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği-
Vadesi gelmeyen senetler hakkında icra takibi yapılmasına ilişkin şikayetin, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerektiği- Şikayet başvurusunda tazminat ve para cezasının öngörülmediği (İİK. mad. 16)- Muacceliyet koşulu gerçekleşmeyen 8 bono yönünden davacılar yararına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Bonoda ilk cironun lehtara ait olmasının zorunlu olduğu, ciroların birbirine bağlı olması için her şeyden önce, ilk cironun lehtar tarafından yapılması gerektiği- Üçüncü ciranta konumundaki şirketin, lehtarın cirosundan sonra, senedi, birbirine bağlı cirolarla devraldığından yetkili hamil durumunda olduğu- Bonoda, alacaklı şirket yetkili hamil olduğundan borçlu aleyhine takip başlatabileceği-
İmzaların aval veren sıfatıyla sorumluluk doğurması için, senet metni içine dahil olmasının zorunlu olduğu- Senet metni dışına atılmış imzaların aval şerhi sayılmayacağı, aval şerhinin, mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerektiği-
Keşidecinin imzasının bulunmaması halinde, keşideci için aval verenin senet bedelinden dolayı sorumlu tutulamayacağı ve mahkemece İİK. mad.  170/a uyarınca şikayetçi borçlu aval hakkındaki "takibin iptaline" karar verilmesi gerektiği, "borçlu avalistin yetkisiz temsil hükümleri gereğince bonodan şahsen sorumlu olduğu" belirtilerek davanın reddinin hatalı olduğu-
Hamil bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmemiş ise kural olarak, bonodan dolayı kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceği-
Düzenlenme yeri bulunmayan dayanak belgenin, bono olarak kabul edilemeyeceği ve bu belgeye dayanılarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olmadığı- Bono tanzim yeri olarak idari birim adının yazılmasının gerekli ve yeterli olduğu- Ayrıca adres gösterilmesinin zorunlu olmadığı- Çift vadeli düzenlenen senetlerin, bono vasfında sayılamayacağı düzenlenmiş ise de, tanzim tarihinin “vade” bölümünde tekrarının, çift vade anlamına gelmeyeceği-
Sorumluluk doğması için, keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından, şirket kaşesi dışına atılan imzanın aval olarak değerlendirileceği-
Taraflar arasındaki taşıma ilişkisinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebine-