Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının şikâyete konu icra takibini de kapsayıp kapsamadığı, varılacak sonuca göre zamanaşımının kesilip kesilmediği konulu uyuşmazlıkta, borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında dava dilekçesinin “Açıklamalar” kısmında şikayete konu takip dosya numarası, takibe dayanak senedin miktar, vade ve tanzim tarihleri ile diğer icra dosyalarının dayanak bonoları açıkça belirtilerek bonoların bedelsiz kaldığı, bu bonoların iadesi gerektiği belirtilerek “netice ve talep” kısmında dava konusu senetler nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptaline karar verilmesini istediğinden sözü edilen menfi tespit davasının şikâyete konu icra takibini de kapsadığı; ticaret mahkemesince icra mahkemesine hitaben yazılan yazıda aksi yönde görüş belirtilmesinin sonuca etkisi bulunmadığı- Eksik harcın tamamlanması için davacı tarafa süre verilerek harcın tamamlanmasının mümkün olduğu-
Bononun vade tarihinin "keşide gününden muayyen bir müddet sonraya" ait bulunmasının zorunlu olduğu, aksi takdirde dayanak belgenin kambiyo senedi vasfını taşımayacağı- Bilirkişi raporuna göre, senedin tanzim tarihi yıl hanesinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki tanzim tarihinin ne olduğu, buna bağlı olarak da vade tarihinin tanzim tarihinden sonraya ait bir tarih olup olmadığı belirlenemediğinden, bu belirsizliğin borçlular lehine değerlendirilerek senedin kambiyo vasfının ortadan kalktığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca kambiyo senedi niteliğini taşımayan bu belge ile kambiyo takibi yapılmasının mümkün olmadığı-
Bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesinin, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlı olduğu-
Menfi tespit davasında ispat külfetinin davacıda olup, davacının senede karşı ileri sürdüğü iddiaları HMK. mad. 201 uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerektiği- Mahkemece davalının savcılıktaki ifadesinde senet metnini talil ettiği belirtilmekte ise de davalının bu ifadesinde davacıya borç para verildiğinden söz edilmiş olup senedin “nakden” düzenlenmiş olması karşısında somut olayda talil bulunmadığının kabulü gerektiği- Kambiyo senedinin ticari defterlere kaydedilmemiş olmasının senedi hükümden düşürmeyeceği- Ceza mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar tesis edilmiş olup bu şekildeki ceza mahkemesi kararlarının, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 53. maddesi kapsamında hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olarak kabul edilemeyeceği-
Kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe, bu bonolar nedeniyle yöneticiliğin sorumluluğunun söz konusu olmayacağı; bu durumda senedi imzalayanın şahsen sorumlu olacağı-
Kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe, bu bonolar nedeniyle yöneticiliğin sorumluluğu söz konusu olmayacağı (TBK. mad. 304), senedi imzalayanın şahsen sorumlu olacağı (TTK. mad. 778; 678)- Borçluların kaşe dışına atılmış imzalarının bulunmadığı anlaşılmakla, takip dayanağı bonoların düzenlenme tarihi itibariyle kaşede adı geçen yönetiminin, 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun anagayrimenkulün yönetimi bölümünü düzenleyen 27. vd. maddelerine uygun olarak oluşturulmuş bir yönetim olup olmadığı, belirtilen yasal düzenlemeye uygun olarak oluşturulmuş bir yönetim ise borçluların yöneticisi oldukları kat malikleri kurulunca, kat malikleri kurulu adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilip verilmediğinin araştırılması, borçlulara kat malikleri kurulunca, kat malikleri kurulu adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmiş ise, bono bedellerinden borçluların şahsen sorumlu olmayacağı, kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmemiş ise, bono bedellerinden şahsen sorumlu olacakları gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Vekil eden tarafından açıkça kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmemesi halinde, anılan vekaletnameye dayalı olarak tayin edilen vekil tarafından düzenlenen bonodan dolayı muteriz vekil edenin sorumlu olmayacağı ve bu durumda icra mahkemesince, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Keşideci şirket kaşesi üzerinde imza dışında bononun ön yüzüne konulan her imzanın “aval şerhi” sayılacağı, aval için sadece imzanın yeterli olup ayrıca ad ve soyadın da yazılmasının gerekmediği; aval veren kimsenin kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olacağı- Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunmasının yeterli olduğu, her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde, yetkili temsilcinin şahsi sorumluluğundan bahsedilemeyeceği-
Ticari senetteki geçersiz imzanın sadece imza sahibi yönünden hükümsüzlük sonucu doğuracağı, senetteki her imza diğerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağladığından “imzaların bağımsızlığı ilkesi”nin poliçeye atılı her geçerli imzanın “keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzaları gibi” sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen, poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade ettiği, geçerli imzaların sahiplerinin “başkasının imzasının geçersiz olduğunu” ileri sürerek, kambiyo senedinin sorumluluğundan kurtulamayacakları, geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de ciro sebebini koparmayacağı-
Bononun “malen” kaydı taşıdığı, senet üzerindeki ihdas nedeninin davacı ve davalı tarafından “talil” edildiği, bu durumda ispat yükünün davacıda olacağı, davacının senedin teminat amacı ile verildiğini ve bedelsiz olduğunu kanıtlamasının gerekeceği-