Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu davada, sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirileceği- İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığından, kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmesi gerekeceği-
Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterli olduğu, her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği-
Takibe konu bonoda itiraz eden borçlunun lehtar ciranta olduğu görüldüğünden, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu hakkında takip yapabilmesi için, bonoyu düzenleyene ödememe protestosu göndermesinin zorunlu olduğu-
Kambiyo takibine konu edilen bononun zorunlu unsurlarından olan keşideci imzasının senette bulunmadığı, senedin ön yüzünde bulunan tek imzanın, keşideci şirketi temsilen değil, gerçek kişinin ismi yazılarak altına aval sıfatı ile atıldığı anlaşıldığından, bu hali bu hali ile takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olmadığından takibin İİK. mad. 170/a gereğince iptaline karar verilmesi gerektiği-
Bono bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedele itibar olunacağı, bu kuralın istisnasının bedel bölümünde tahrifat yapılmış olması olduğu- HMK. mad. 266 uyarınca borçlunun tahrifat iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
TTK’nda zamanaşımını kesen sebepler arasında yer almadığından istihkak davasının açılmış olmasının "zamanaşımı"nı kesmeyeceği ve mahkemece, bonoya dayalı icra takibinin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı nedeniyle "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Senet metni dışına atılmış imzaların aval şerhi sayılmayacağının kabulü gerektiği-
Kambiyo senedinin imzalanması için vekile özel yetki verilmesi gerektiği, böyle bir yetki olmaksızın vekil kambiyo senedi imzalamış ise, bu imzanın vekalet vereni bağlamayacağı ve vekilin o senetten şahsen sorumlu olacağı-
Davacının da içerisinde olduğu minibüsçülerin araçlarının kapasitesinin artırımına ve dava konusu senedin davacı tarafından keşide edilmesine dayanak yapılan 2007 tarihli ... genel kurulu kararının mahkemece iptal edilmesi karşısında, iptal kararına rağmen anılan ... kararının fiilen uygulamasının devam edip etmediği; davalı tarafın 2007 tarihli ... kararının alınmasından iptal edilinceye kadarki süre zarfında zarara uğrayıp uğramadığı; uğramışsa ne miktar zarara uğradığı; bu bağlamda senedin keşide edilme nedeninin ortadan kalkıp kalkmadığı ya da ne oranda ortadan kalktığı hususlarının mahkemece yeterince irdelenip iptal edilen ... kararı yerine alınan yeni kararın dahi dayanak anlaşma ve protokoller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yeterli dayanağı da gösterilmeden dava konusu ödemenin 2007 yılından itibaren minibüslerin fazla kapasitede çalışmaları nedeniyle, halk otobüsleri ortaklarının doğmuş zararlarına istinaden yapıldığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin doğru görülmediği-
Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunmasının yeterli olduğu, senetteki her iki imzanın da şirket kaşesi üzerine atılması halinde ise, artık "aval" olgusundan söz edilemeyeceği- Takibe konu bonoda tanzim eden şirket ve kefil olarak muteriz borçlunun adının yazılı olduğu, ön yüzündeki borçluya ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, açıkta imzanın bulunmadığı anlaşıldığından, imzayı atan kişinin, tanzim eden şirketin yetkili temsilcisi olması sebebiyle, imzanın şirket adına atıldığının kabulü gerekeceği ve bu durumda takibe konu senet nedeniyle borçlu gerçek kişinin şahsen sorumlu olmadığı, bu borçlunun itirazının kabulü ile İİK. mad. 169/a-5. uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-