İflasın ertelenmesine ya da uzatılmasına ilişkin karar şekli anlamda kesinleşmeden erteleme süresinin bir kez daha uzatılmasına karar verilemeyeceği, öte yandan bir sermaye şirketinin borca batıklık bildirimde bulunarak iflasını istemesi durumunda, bu halin mahkemece re'sen tespiti gerektiği, bu tespitin yapılmasında davacının ibraz ettiği delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgili kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce tanzim olunacak raporların da değerlendirilmesi, borca batıklığın tespitinde yalnızca davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerine de özellikle bakılması, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulması, borca batıklığın sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama aşamasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de nazara alınarak belirlenmesi, diğer taraftan kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenen görev ve yetkisiyle bunların sınırları ve iflasın ertelenmesine ilişkin talebin mahkemece 2004 sayılı yasanın 166/2.maddesindeki usul ve ilan ve ticaret siciline tescil ettirilmesi gerektiği-
Mahkemece iflasa karar verilmesi halinde, ihtiyati tedbirlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, zira iflas hali ihtiyati tedbirle sağlanan korumadan daha farklı koruma sağlamakta olduğu ve aksi halde iflas idaresinin işlemleri içinde sorunlar çıkabilmekte olduğu-
"Borçlunun aciz içerisinde olması" ibaresinin, İİK'nın 178. maddesinde sadece borçlunun müracaatıyla başvurulabilen doğrudan iflas sebepleri arasında sayılmış olduğu, somut olayda alacaklı tarafından borçlunun iflasının istenmiş olduğu gözetildiğinde bu ibarenin, dava dilekçesinin sonuç bölümündeki İİK'nın 179. madde hükmüne dayalı istemin dayanağı olarak kullanıldığının kabulünün gerektiği- Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olmasının, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturduğu- Alacaklının dava dilekçesinde doğrudan iflas sebebini açıkça yazmasının gerekeceği, çünkü her doğrudan iflas sebebinin dayanağı olan vakıanın değişik olduğu ve bu vakıaların sonradan ileri sürülmesinin, iddianın, davanın genişletilmesi yasağına tabi olduğu- Bir sermaye şirketinin borca batıklık nedeniyle iflasının istenmesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespitinin gerektiği-
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, iflasın ertelenebilmesi için, şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması, gerek borca batıklık gerekse iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda HMK'nın 266.maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmesi ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hakim tarafından denetlenmesi, dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklığın sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği-
Borçlunun iflas talebini alan Ticaret Mahkemesi'nin hemen bunu ilan edeceği ve alacaklıların bu ilandan itibaren 15 gün içinde iflas dosyasına müdahale ve itiraz edebileceği-
İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olmasının, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesinin ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekeceği, mahkemenin, IIK'nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmasının, borca batıklığı, TTK'nın 324. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK'nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemesinin gerekeceği-
Davacı şirketin borca batıklığının derinleştiği ve projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı net olarak ortaya konmakla, Türk Ticaret Kanunu'nun 376 ve İcra ve İflas Kanunu'nun 178 ve 179 uncu maddeleri çerçevesinde bir karar verilmek gerektiği-
İflas davasının alacak davasına dönüştürülmesi suretiyle mirasçılara yöneltilemeyecek olduğu-
“Borca batık olma” ve “aciz halinde bulunma kavramlarının içeriği” –
Borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasın istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tesbiti gerekeceği ve borca batıklığın tesbitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer deliller toplanmalı, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmesi gerekeceği-