Alacak davasında, taraflar arasında resmi biçimde yapılmayan satış sözleşmesi hukuken geçersiz olduğundan, davacının yapmış olduğunu kanıtladığı ödemelerin, denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin tespit edilip geri verileceği-
Resmi şekilde yapılmayan dava konusu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme geçersiz olduğundan, ifanın imkansız hale geldiği tarih belirlenerek, davacının ödediği satış bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre denkleştirici adalet ilkesi gereğince iade edileceği-
Mahkemece, denkleştirici adalet ilkesi gereğince geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeni ile azalan alım gücünün; enflasyon, tüketici ve üretici fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve faiz oranındaki artışların ortalamaları alınarak, ödendiği tarihten, ifanın imkansızlaştığı 12.01.2012 tarihe kadar ulaşacağı alım gücünün değerinin ne olabileceği konusunda uzman bilirkişiden yerleşik Yargıtay İçtihatlarına uygun ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hesaplatılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada, taraflar arasında fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı, çekişme konusu taşınmazda davacının kullanabileceği bölüm olup olmadığının belirleneceği-
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin resmi biçimde yapılmayan sözleşmenin hukuken geçersiz olduğu- Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan, davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu- 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin, satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği göz önüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için, ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarih olduğu-
Alacak davasında, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi, resmi biçimde yapılmayıp hukuken geçersiz olduğundan, satış bedeli olarak ödenen 17.10.1982 tarihindeki 50.000TL'nin, dava tarihi olan 08.07.2013 tarihindeki alım gücüne ulaştırılıp sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacıya geri verileceği- Denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınması gerektiği- Mahkemece, ifanın imkansız hale geldiği tarihi tespit edilerek davacının ödediği satış bedelinin ifanın imkansız hale geldiği tarihte ulaştığı alım gücü, enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın, döviz kurlarındaki artış, maaş artışları vs gibi ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınarak uzman bilirkişi vasıtasıyla hesaplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çekişme konusu yapılan taşınmazda tüm paydaşları kapsayacak şekilde harici bir taksim ya da eylemli olarak fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği, böyle bir durumun bulunmadığının saptanması halinde davacı tarafın çekişmesiz olarak kullandığı bölüm olduğundan intifadan men olgusu oluşmadığı-
Binaların tapu kaydında yer alan şerhteki binalar olduğu binanın bir bölümünü davacının bir bölümünü davalının kullandığı, davalı tarafından yapılan ve krokide kırmızı ile gösterilen bölümün taşınmazın niteliğini değiştirmediği açık olduğundan tüm paydaşları kapsayan fiili kullanma biçiminin oluşmadığı, ancak davacının taşınmazın bir bölümünü çekişmesiz olarak kullandığı olayda TMK. mad. 692 'nin de uygulanamayacağı, uyuşmazlığın elatmanın önlenmesi davası ile değil kesin çözüm getiren ortaklığın giderilmesi davası ile çözümlenebileceği-
Dava konusu yapının imar mevzuatına aykırı (kaçak) olması nedeniyle bağımsız bölüm ya da pay tescili talep edilemeyeceğinden satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesi gerektiği-