İlçe Belediye Başkanı ile Başkan Yardımcısı olan davalıların kendisi hakkında "keyfi ve subjektif olarak olumsuz sicil raporları düzenlediğini, hakkında disiplin soruşturmaları açılarak usulsüz disiplin cezaları verildiğini, bu sicil raporlarının ve disiplin cezalarının idari yargı kararları ile iptal edildiğini" ileri süren davacının iddiaların davalı kamu görevlilerinin görevleri sırasında ve yetkilerini kullanırken işledikleri bir kusura dayandığı- Davalıların görevi dışında kalan kişisel kusuruna dayanılmadığından, eylemin görev sırasında ve görevle ilgili olmasına ve hizmet kusuru niteliğinde bulunmasına göre, davanın da idare aleyhine açılıp, husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği-"Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalıların salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşıldığı, davalılar tarafından doldurulan sicil raporlarının iptaline dair İdare Mahkemesi kararlarının gerekçesinde davalıların sübjektif kanaatlerle hareket ettiklerinin belirtildiği, bu durumda eldeki davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği" şeklindeki HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Taraflar arasındaki aynı olaya ilişkin açılan iş yeri dokunulmazlığının ihlali nedenine dayanan manevi tazminat davasında hükmedilen 10.000,00-TL manevi tazminatın özel dairece onandığı dikkate alındığında, davalının davacıya hitaben sarf ettiği “şerefsiz” sözü nedeniyle davacı yararına takdir edilen 8.000 TL manevi tazminat miktarı fazla mıdır?
Babalık davası ile birlikte bu davanın eki niteliğinde olan nafaka ve mali hakların talep edilmesi halinde, maktu olarak tek karar ve ilam harcı ile davacı lehine tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Davacı kadının babalık davasından kaynaklı manevi tazminat talebinin asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde olduğu- Davanın, "asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla görüldüğünün belirtilmemiş olması" esasa ilişkin verilen kararı etkiler mi?
Davaya konu yazılar, görünür gerçeğe uygun ve güncel olup yazıların yazılmasında kamu yararı ile toplumsal ilgi bulunduğu, Basının okuyucunun dikkatini habere çekmek amacı ile çarpıcı başlık ve ifadeler kullanmasının bir gazetecilik tekniği olduğu ve bu durumda özle biçim arasındaki dengenin bozulduğundan da söz edilemeyeceği- Davacıların oğlunun vefatı üzerine yapılan cenazedeki fotoğraflarının izinsiz kullanılarak internet sayfasında davacıların oğlu ile ilgili yalan haber yapıldığı, haberin kaynak gösterilerek çok sayıdaki internet sitesinde de yayınlanması nedeniyle davacıların kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek açılan manevi tazminat istemli davanın tümden reddi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacı vakfın, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelere ekli listede belirtilen kurumlar arasında yer aldığı ve hak ile alacaklarının Hazineye devredildiği anlaşıldığından, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılması gerektiği-
Haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunan davacı hakkında kamu davası açıldığına göre yeterli suç şüphesi ve emare bulunduğu, davalının vermiş olduğu şikayet dilekçesi de bir bütün olarak değerlendirildiğinde hak arama özgürlüğü sınırlarının aşılmadığı, manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerektiği-
Davacı, davaya konu yazı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş ve mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş olduğundan, reddedilen bölüm yönünden, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Haksız şikâyet nedeniyle manevi tazminata ilişkin açılan davada, ceza mahkemesinde görülen davanın kesin hükme bağlanmasının beklenmesi gerektiği-
Manevi tazminat isteminde bulunan davacı üniversitenin olağanüstü hal kapsamında çıkarılan 670 sayılı KHK'da belirtilen kuruluşlar arasında yer aldığı ve hak ile alacaklarının Hazineye devredildiği anlaşıldığından, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere kararın bozulması gerektiği-
Savcılık tarafından yapılan soruşturma sonucunda kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek özel belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçları nedeniyle davacı hakkında ceza davası açıldığı ve taraflar arasında önceye dayalı siyasi husumetin bulunduğu nazara alındığında, davalının şikayetçi olmasında somut birtakım emarelerin bulunduğu anlaşılmakla, şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek davalı hakkındaki haksız şikayet nedeniyle açılan manevi tazminat davasındaki istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-