Davacının spor klübü tarafından geçici transfer olarak görevlendirildiği tarihlerin net bir şekilde belirlenmesi ve bu süreler için hak düşürücü sürenin geçmediğinin dikkate alınması,iki klübün birbirinin devamı mı yoksa ayrı tüzelkişilikleri olan spor klüpleri mi olduğunun TFF' ye sorularak ve kuruluş belgeleri temin etmek suretiyle ortaya koyulması, ayrı tüzelkişilikleri var ise her iki davalı klüp arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından HMK' nun 167. maddesi gereğince davaların ayrılmasına karar verilmesi gerektiği- Davacının hizmetin eksik bildirildiği belirtilen tarihler arasındaki sürenin yanlış hesaplanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hakimin, aralarında bağlantı bulunduğu iddiası ile birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davalarda, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürümesini sağlamak için davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden ayrılmasına karar verebileceği- Hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davaların ayrılmasının daha uygun olacağı-
Davacı, davalı Kurumun 2010/4 ile 2015/3 dönemine kadar olan süreler için 5510 sayılı Yasanın 81. ve 6111 sayılı Yasa ile sağlanan işveren prim teşvikinden yararlanamayacağı ve yararlanılan teşviklerin iadesine ilişkin Kurum işleminin iptalini talep ettiği, talebin kurum tarafından reddedilmesi, ister işverenin bu tutarı davalı Kuruma hataen ödenmiş olması durumunda sebepsiz zenginleşen hazine olacağından ... husumetin yöneltilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm kurulduğu- 506 Sayılı Kanunun 79. maddesinde Kurumun prim alma zorunluluğu ve ilgililerin de prim ödeme zorunluluğu hüküm altına alındığı- Taraflar arasındaki ihtilaf konusu olan prim tutarının davacıdan Kurumun tahsiline yönelik işlemlerde bir çekişme bulunmadığı, yararlandırılan pirimlerin iadesinin istenildiği; primin iadesini isteyen ve primi tahsil edecek olan Kurum olduğu gözetilerek işin esasına girilerek davacının beş puanlık... yardımından yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı irdelenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının 1996, 1997 ve 1999 yıllarında prim kesintilerinin bulunduğu, Kurum tarafından 23.03.2011 tarihinden itibaren tescil edildiği, 10.07.2000 tarihinde başlayan ve devam eden ziraat odası kaydının bulunduğu, 02.08.1991 tarihinde başlayıp ve devam eden kooperatif kaydının bulunduğu, zabıta ve muhtar tutanağı ile tanık beyanlarında davacının tarımla uğraştığının belirtildiği anlaşılmakla 01.11.1996 ile 31.12.1999 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesinde isabetliyse de, ziraat odası, kooperatif kaydı ve çiftçi kayıt sistemi kaydının tek başına tarımsal faaliyeti kanıtlamaya yeterli olmadığı hususu da gözetildiğinde, davacının prim tevkifatı veya ürün teslimi bulunmayan 01/01/2002-18/05/2011 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak tarımsal faaliyetinin devam edip etmediği hususunda yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığının kabulü gerektiği-
Davacının 1998/K. ayında fındık tesliminden dolayı prim kesintisinin bulunduğu, Kurum tarafından 09.04.2011 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 30.11.2000 tarihinde başlayan ve devam eden ziraat odası kaydının ve 02.08.1991 tarihinde başlayan ve devam eden kooperatif kaydının bulunduğu, zabıta ve muhtar tutanağı ile tanık beyanlarında davacının tarımla uğraştığının belirtildiği anlaşılmakla, 01.12.1998 - 31.12.1998 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi isabetliyse de, çiftçi kayıt sistemindeki bilgilerin, ziraat odası ve kooperatif kaydının tek başına tarımsal faaliyeti kanıtlamaya yeterli olmadığı hususu gözetildiğinde, davacının prim tevkifatı veya ürün teslimi bulunmayan 01.01.2002 - 09.04.2011 tarihleri arasındaki döneme ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülüklerin; genel merkezde parti tüzel kişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılacağı- Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esasların, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunacağı- Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dahil her türlü sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliğinin hiçbir suretle sorumlu tutulamayacağı, merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunulamayacağı, bu takdirde sorumluluğun, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı-
İşveren tarafından görevli bulunduğu yerden başka yerlere geçici görevle gönderilen işçiye görevi sırasında ihtiyacını karşılamak amacıyla yapacağı ek masrafları karşılaması için ödenen harcırahlar, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmayacağı-
Davacı adına işe giriş bildirgesi verilen işyerinin davacının eşine ait olduğu anlaşılmış olup, bir kimsenin eşinin sigortalı çalışmasını bildirmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, sigorta başlangıç tarihinin tespitine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı iş yerinin hangi tarihler arasında kanun kapsamında olduğunu davalı Kurumdan sormak, davalı işverenin hangi tarihlerde vergi mükellefiyetinin bulunduğunu araştırmak, davacının murisinin sürücü belgesinin bulunup bulunmadığını, sürücü belgesi varsa hangi tarihte verildiğini belirlemek, davalı işveren adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığını araştırmak, davalı Kurumdan ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının tamamının araştırılıp gönderilmesini istemek, bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra tarafların talepleri ile bağlı olunduğunu, talebin aşılamayacağını da göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermek gerektiği-
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözlerinin değerlendirilmesi, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmesi gerektiği, bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusunun hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği-