6183 s.K.'nun 52. maddesi uyarınca, müflis şirketin iflâsı ile gecikme zammının kesileceği–
İflâstan önce mevcut bulunan alacaklara ilişkin olarak, iflâstan sonra müflise karşı açılacak alacak davalarına, iflâs idaresine karşı ‘sıra cetveline itiraz davası’ olarak devam edilmesi gerekeceği- Bu şekilde açılan sıra cetveline itiraz davasında, iflâs idaresi davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olduğundan, iflâs idaresinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı–
Alacağın birden fazla taşınmaz ile teminat altına alınması halinde, tek bir rehin hakkı kazanıldığından ve teminat bölünmediğinden, alacaklının, taşınmazların hangisi paraya çevrilirse, alacağının tamamını onun satış bedelinden alabileceği–
Temerrüde düşen borçlunun, borcuna mahsuben yapılan ödemelerin ‘BK. 84 (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca’ faiz ve diğer giderlerden düşülmesi sonucu bulunacak meblağın masaya kaydına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı–
Üzerinde rehin hakkı bulunan taşınır malı elinde bulunduran alacaklının yapılan ilandan itibaren bir ay içinde rüçhan hakkı saklı kalmak üzere iflâs idaresi emrine tevdi etmemesi halinde rüçhan hakkını kaybedeceği (İİK. 219)–
Alınan mal (ve/veya çek) karşılığı kurulan ipoteğin «kesin ipotek» niteliğini taşıdığı—
‘Sıra cetvelinin düzenlenmesindeki usule aykırılıklar nedeniyle sıra cetvelinin iptâlinin istenmiş olması’ halinde bu itirazın ‘şikayet’ yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerekeceği–
Bir ortağın anonim şirketteki sermaye payının şirkete verilmiş bir borç niteliğinde olmaması nedeniyle, ortakların koymuş oldukları sermaye payından dolayı, anonim ortaklıktan alacaklı duruma gelmeyecekleri, ortaklara ancak pay cetveline göre, paylaşım yapıldıktan ve -İİK. 196 uyarınca- alacaklılara faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde ödeme yapılabileceği–
Taraflar arasındaki sözleşmede davacı bankaya tanınmış olan ‘tek taraflı faiz oranını belirleme yetkisi’ kullanılırken MK'nun 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralı çerçevesinde davranılması gerekeceği (Bu nedenle kredi süreci gözetilerek, bu süreçteki yükselen faiz oranlarına göre, alacaklı bankanın MK'nun 2. maddesine aykırı bir davranışta bulunup bulunmadığının araştırılarak, iflâs tarihi itibariyle banka alacağının ulaştığı miktarın uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği)–
İpoteğin «bir yıl (altı ay) müddetle (vâde ile) faizsiz» olarak kurulmuş olması halinde, alacaklının belirtilen bir yıllık süre geçtikten sonra «temerrüt faizi» talep edebileceği—