İstirdat davası-Bağ-Kur emekli maaşına konulan haciz nedeniyle davalı alacaklıya ödenmek üzere icra müdürlüğü kasasında bulunan paranın istirdatına ilişkin davada davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı; İİK. mad. 361 uyarınca, icra hukuk mahkemesi tarafından davacının emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiğine göre yapılan kesintilerin iadesi işleminin, icra müdürü tarafından talep üzerine yapılması gerektiği-
Tehir-i icra talebinde bulunulmaması nedeniyle, alacaklının icra takibine devam etmesi ve icra dosyasına yatırılan parayı tahsil etmesinin, yasadan kaynaklanan hakkın kullanılması olarak kabul edildiği- Alacaklının icra prosedürü içinde aldığı parayı, icra dosyasına yatırmakla yükümlü olduğu tarihten sonra iade etmesi halinde, geç kaldığı dönem itibariyle kusurlu olduğu ve bu döneme ait zararın alacaklıdan istenebileceği- İİK. mad. 40/2. maddesi gereğince, paranın icra dosyasına iade edilmesi konusunda icra dairesince gönderilen muhtıradaki son gün itibariyle paranın iade edilmesi gerektiği, bu tarihten sonra iade edilmesi durumunda, geç kalınan dönem için zararın oluştuğunun kabulü gerektiği-
Şikayet konusunun fazladan yapıldığı anlaşılan tahsilatın, (borçludan değil) İİK'nun 361. maddesi uyarınca alacaklıdan istirdatı için alacaklıya gönderilen muhtıranın iptali istemine ilişkin olduğu ve alacaklının bu istemi kısmen kabul edildiği halde, bu kabul ile çelişir şekilde "borçludan istirdatına" karar verildiği anlaşılmakla HMK'nun 297/2. maddesine uygun tesis edilmiş bir hükmün varlığından sözedilemeyeceği-
Yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen paranın ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınacağı, davacı, kendisinden yanlışlıkla tahsil edilen paranın iadesi için icra müdürlüğüne başvuruda bulunması gerekirken, paranın tahsili yönünden dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından, davanın bu nedenle reddi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada; davaya dayanak takip dosyasında dosya borcu tahsil edilmiş ise de bu paranın takibin durdurulması ile birlikte iadesinin istenildiği, bu konuda muhtıra çıkarıldığı, tahsil edilen paranın dosyaya iade edilmediği ancak tarafları aynı olan İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün 2012/864 Esas sayılı takip dosyasındaki alacaktan mahsup edildiği anlaşıldığına göre bu durumda davaya dayanak takip dosyasında yapılan bir tahsilat bulunmadığı; bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Fazla ödenen paranın iadesi için muhtıranın tebliği ve tanınan ödeme süresinin geçmesinden sonra temerrüt oluşacağından, ancak temerrüt tarihinden itibaren faiz istenebileceği-
Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş ise de, devamında şikayetçi alacaklının aleyhine sonuç doğuracak şekilde ''Malatya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2009/2322 Esas sayılı takip dosyasında 12/02/2013 tarihli dosya borç hesap işleminin karşı taraf-borçlu lehine iptali ile, bakiye borç miktarı olarak hesap edilen 7.080 TL yönünden borçlu tarafın sorumlu olmadığına, 4.398,81 TL olarak bakiye borç miktarının tespitine, hesaptan sonra borçlu tarafça fazladan ödenilen 2.681,19 TL'nin İİK 17. maddesi uyarınca İİK 361 maddesi kapsamında alacaklı taraftan alınması yönünde icra dairesince işlem yapılmasına'' karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Menfi tespit davasının kabulü halinde eski hale iade kurumunu düzenleyen İİK'nun 72/5. maddesi özel hüküm niteliğinde olup, 'borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiğinin hesap neticesinde anlaşılması halinde verilen paranın ayrıca hükme hacet kalmaksızın geri alınacağını' düzenleyen ve genel hüküm niteliğinde bulunan İİK'nun 361. maddesi hükmünün somut olayda uygulama yeri olmadığı, o halde mahkemece; borçlunun şikayetinin kabulü gerekeceği-
İcra takibinde taraf olmayan üçüncü kişinin, taraf olmadığı icra takibindeki alacağın muvazaalı olması sebebiyle -mahkeme ilamı ile iptal edildiğini ileri sürerek- alacaklıya ödenen paranın İİK. mad. 361 gereğince iadesini isteyemeyeceği, bu iddianın ileride sıra cetveli yapılması halinde, sıra cetveline itiraz olarak ileri sürmesi durumunda değerlendirilebileceği-
İİK.m.40/2 maddesinin ilamlı takiplerde uygulanabilen bir hüküm olduğu yani uyuşmazlık konusu olayın genel haciz yolu ile ilamsız takip olması halinde İİK.m.40/2'nin uygulama alanı bulamayacağı- İİK.m.361'in ilamlı veyahut ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulacağı- İcra müdürünün; dayanağı ve şekli ne olursa olsun girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunun (veya yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğunun) hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri vermesi gerektiği- Alacaklının açtığı itirazın iptali davasını takip etmemesi sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi halinde borçlu tarafından icra dairesine yapılmış olan itirazın iptaline ilişkin bir mahkeme kararı bulunmuyorsa ve itirazın tebliğinden itibaren 1 yıllık itiraz iptal süresi de geçmişse icra takibinin düşmüş olduğu-