11. HD. 26.01.2017 T. E: 2015/15293, K: 549-
"Adres kapalı. İşyerinin penceresinden (vitrininden) bakıldığında adresin kapalı ve boş olduğu haciz kabil bir malın bulunmadığı görüldü. Mahallinde başkaca yapılacak işlem kalmadığından tutanağa son verildi." şeklindeki haciz tutanağının, kesin aciz vesikasının sonuçlarını doğurmayacağı- Alacaklının, haciz talebinden sonra yenileme talebine kadar zamanaşımını kesen bir işlemi bulunmadığından, bonolar için öngörülen 3 yıllık zamanaşımının dolmuş olduğu, mahkemece; "borçlu şirket adına kayıtlı menkul ve gayri menkullerin tespit edilemediği, borçlu şirketin haczi kabil malının bulunmaması nedeniyle haciz tutanağının İİK.nun 143. maddesindeki aciz vesikası hükmünde olduğu ve İİK.nun 105/1. maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının zaman aşımını keseceği" gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Çekin, ibraz süresinin bitim tarihi itibariyle 6762 s. TTK. mad. 726 uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına ilişkin şikayetinin duruşma açılıp, tüm takip süresi boyunca 6 aylık çek zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı incelenerek karara bağlanması gerektiği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayetin kabul edilmesi halinde, İİK. mad. 71/2 ve 33a gereğince, "takibin iptaline" değil, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-  Tanzim yerinin bulunmayan senette tanzim edenin isminin yanında bir idari birim adı da yer almadığından, takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı ve kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgenin üç yıllık zamanaşımına değil, TBK. mad. 146 uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Borçluya herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediğinden, takibin kesinleşmediği ve bu durumda, başvurunun bu haliyle İİK. mad. 168/5, 169 kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerektiği- Borçlunun başvurusunu, İİK'nun 71. maddesine dayandırmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği (HMK. mad. 33)- Borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de, alacaklının uyuşmazlığı sürdürme iradesinin mevcut olması nedeniyle borçlunun itiraz hakkının doğduğu ve itirazının süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
İflas erteleme tedbir kararı ile takiplerin engellenmesine dair verilen kararın zamanaşımı sürelerini keseceği-
Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği- Çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması gerektiği- 6762 s. TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 s. Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresinin 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl olduğu- Zamanaşımını kesen sebeplerin “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmış olduğu- Takip konusu çekin ibraz süresinin bitim tarihinde yürürlükte bulunan 6762 s. TTK.'nun 726. maddesi uyarınca altı aylık zamanaşımına tabi olduğu ve zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığına göre mahkemece; zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle borçlu şirket hakkında icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibe konu çekin üç yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan bahisle hatalı değerlendirmeye dayalı hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazının 5 günlük süreye tabi odluğu- Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayetin süreye tabi olmadığı-
İİK'nun 71. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince, zamanaşımı şikayetinin kabulü halinde, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptaline" hükmolunması isabetsiz olduğu gibi, anılan kanun maddesinde tazminata yer verilmediği halde, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi de doğru olmayıp kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-