Vekalet ilişkisi iflasın açılması ile kendiliğinden son bulacağından, iflas kararından önce vekalet verilen vekil tarafından müflis şirket adına bulunan şikayette, müflis şirket vekilinin şikayetinin iflas idaresine bildirilerek icazet verilip verilmeyeceğinin sorulması gerektiği-
Usulüne uygun bir ödeme emri tebliğ edilmeksizin borçluya bilahare yenileme emri çıkarılmasının yerinde olmadığı-
Bonoya dayalı icra takibine başlanması ile 3 yıllık zamanaşımı kesilmişse de, zamanaşımının ilk kesilme tarihi olan takip tarihi ile ödeme emrnin tebliğ edildiği tarih arasında zamanaşımını kesen bir takip işlemi yapılmadığından bonoya ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile "takibin durdurulmasına karar verilmesi" gerektiği bu durumda "icranın geri bırakılmasına" karar verilemeyeceği-
11. HD. 26.01.2017 T. E: 2015/15293, K: 549-
"Adres kapalı. İşyerinin penceresinden (vitrininden) bakıldığında adresin kapalı ve boş olduğu haciz kabil bir malın bulunmadığı görüldü. Mahallinde başkaca yapılacak işlem kalmadığından tutanağa son verildi." şeklindeki haciz tutanağının, kesin aciz vesikasının sonuçlarını doğurmayacağı- Alacaklının, haciz talebinden sonra yenileme talebine kadar zamanaşımını kesen bir işlemi bulunmadığından, bonolar için öngörülen 3 yıllık zamanaşımının dolmuş olduğu, mahkemece; "borçlu şirket adına kayıtlı menkul ve gayri menkullerin tespit edilemediği, borçlu şirketin haczi kabil malının bulunmaması nedeniyle haciz tutanağının İİK.nun 143. maddesindeki aciz vesikası hükmünde olduğu ve İİK.nun 105/1. maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının zaman aşımını keseceği" gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Çekin, ibraz süresinin bitim tarihi itibariyle 6762 s. TTK. mad. 726 uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına ilişkin şikayetinin duruşma açılıp, tüm takip süresi boyunca 6 aylık çek zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı incelenerek karara bağlanması gerektiği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayetin kabul edilmesi halinde, İİK. mad. 71/2 ve 33a gereğince, "takibin iptaline" değil, "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-  Tanzim yerinin bulunmayan senette tanzim edenin isminin yanında bir idari birim adı da yer almadığından, takip dayanağı bonoda tanzim yeri unsuru bulunmadığından anılan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı ve kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgenin üç yıllık zamanaşımına değil, TBK. mad. 146 uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Borçluya herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediğinden, takibin kesinleşmediği ve bu durumda, başvurunun bu haliyle İİK. mad. 168/5, 169 kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerektiği- Borçlunun başvurusunu, İİK'nun 71. maddesine dayandırmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği (HMK. mad. 33)- Borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de, alacaklının uyuşmazlığı sürdürme iradesinin mevcut olması nedeniyle borçlunun itiraz hakkının doğduğu ve itirazının süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
İflas erteleme tedbir kararı ile takiplerin engellenmesine dair verilen kararın zamanaşımı sürelerini keseceği-