Her ne kadar dosyaya ne zaman sunulduğuna dair üzerinde havale bulunmasa da dosya içerisinde avukatın alacaklı şirket vekili olduğuna dair noterliğin ... yevmiye nolu vekaletnamesinin bulunduğu, avukatın azledildiğine dair herhangi bir iddia, bilgi veya belgenin bulunmadığı,  muhtıra tebliğ tarihinde ise şirketin kayyım tarafından yönetildiği ve zaten kayyım tarafından vekalet verilen avukatın alacaklıyı muhtıra tebliğ tarihinden öncesinde takipte temsil ettiği, avukatın 14.12.2012 tarihli talebinin TOKİ'ye haciz müzekkeresi gönderilmesi olduğu, kayyımın 11/02/2015 tarihli talebinde de sıraya alınan TOKİ'deki haczin sırasının ne zaman geleceği ve TOKİ'ye yeni bir haciz yazısı yazılması talebine ilişkin olduğu, avukatın vekaletnamesinin dosya içinde olmadığının kabul edilmesi halinde dahi, alacaklının yapılan işleme 11/02/2015 tarihli talebi ile icazet verdiğinin kabulü gerektiği, alacaklı icra dosyasında kendisini geçerli vekaletnameye dayalı olarak bir vekille temsil ettirdiğinden 14/12/2012 tarihli haciz talebi işleminin geçerli olduğu-
İcra mahkemesinin nihai kararları tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz edilebilir ise de “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması gerektiği- İcranın geri bırakılması kararına karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmamış olması halinde, "alacağın zamanaşımına uğradığı" hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında "bekletici mesele" yapılacağı ve dava sonuna kadar icra takibinin duracağı, davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği, davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağı-
Tedbir kararı verilmeden yetkiye ve imzaya itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itirazın satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmayacağı (İİK. 170/1)- İbraz süresi 03/02/2012 tarihinden önce dolan çeklerin altı aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu- Alacaklının taşınmaz haczi talebi ile menkul haczi talebine kadar zamanaşımını kesen yada durduran hiçbir işlem bulunmadığı görüldüğünden zamanaşımının gerçekleştiği- Borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile, şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği (İİK. 71/son, 33/a)- "Aciz vesikasının düzenlediği tarihe kadar altı aylık zamanaşımı süresinin dolmadığı ve aciz vesikasının düzenlediği tarihten itibaren de 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı" gerekçesiyle "şikayetine reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İcranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra 7 gün içerisinde zamanaşımına ilişkin genel mahkemelerde dava açılmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Somut olayda, İİK'nun 33a/2 maddesi uyarınca davacı tarafından açılmış bir dava olduğunun da ileri sürülmemiş olması sebebiyle davacının temyiz itirazlarının reddi ile davanın reddine ilişkin kararın onanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında, davacının dava dayanağı takip konuları olan alacağının varlığının mahkeme kararı ile tespit edildiği ve kesinleşip kesinleşmediği, bu alacağın takibe konulması ve diğer dava koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği-
Gerekçeli kararda davacının yatırdığı harçla ilgili olarak hüküm kurulmamış olmasına rağmen tavzih yolu ile harç ile ilgili hüküm kurması ve bu halde davalı aleyhine, davacı lehine yeni bir hak ve yükümlülük getirecek şekilde hükümde düzeltme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Bozma ilamından sonra davalı borçlu tarafından davacı alacaklı aleyhine icra mahkemesinde açılan davada, zamanaşımı itirazının kabulü ile takip dayanağı takip dosyası ile ilgili olarak icranın geri bırakılması kararı verildiğinden, mahkemece davacı alacaklı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca açılmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılarak, dava açılmış ise sonucunun beklenmesi, açılmamış olması halinde davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak çekin, keşide tarihi 27/12/2008 olup, ibraz süresi 03/02/2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu, o halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı şikayetinin kabulü ile İİK.nun 71/son maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33/a maddesi gereğince şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
11. HD. 21.05.2019 T. E: 2017/4992, K: 3978-
Alacaklının, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabileceği-
Anayasa Mahkemesince "TMSF lehine getirilen yirmi yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına" yönelik düzenlemenin iptal edildiği-  1999 yılında itirazın iptaline hükmedildiği, 2011 yılında temlik alan alacaklı vekilinin icra takip dosyasının yenilenmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce on yıllık zamanaşımının dolması nedeniyle dosyanın SEKA’ya gönderildiğinin bildirildiği, ayrıca dosya içerisinde yer alan icra müdürlüğünün bir yazı cevabında; 'dosyanın 2002 tarihinde muameleden kaldırıldığının', bir diğer yazı cevabında ise,  ."..Arşiv Ayıklama ve İmha Komisyonu tarafından ...2009 tarihi itibari ile Cumhuriyet Savcılığı’na teslim edildiğinin" bildirildiği, bunun üzerine alacaklı tarafından, 2014 yılında takip başlattığı uyuşmazlıkta, alacaklının on yıllık zamanaşımı süresi içinde takip başlatmadığı anlaşılmış olup, zamanaşımı süresi dolduğundan, mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-