Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için alacaklının kesinleşmiş bir alacağının ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması gerektiğinden alacaklı davacı tarafından açılan itirazın iptali davası ile icranın geriye bırakılmasına dair kararların kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, İİK mad. 33/a-2 uyarınca dava açılıp açılmadığı belirtilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
12. HD. 19.04.2018 T. E: 2016/29858, K: 3444-
Borçlu hakkında başlatılan icra takibinde, İİK. mad. 71 uyarınca, icranın geri bırakılması kararı verildiği ve kesinleştiği anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece davacı alacaklı tarafından İİK. mad. 33a/2 uyarınca açılmış bir dava bulunup bulunmadığı araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenmesi, açılmamış olması halinde bu takip dosyası ile ilgili tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Takibi başlatan alacaklı banka tarafından takip alacağının önce, TMSF'ye, daha sonra da TMSF tarafından Varlık Yönetim A.Ş.'ye temlik edildiği, alacaklı bankaca yapılan takibin devamına ilişkin işlemler nedeniyle alacağın 3 yıllık zamanaşımına uğramadan TMSF'ye temlik edildiği, bu nedenle, alacağın, bu temlik tarihi itibariyle 20 yıllık zamanaşımı süresine tâbi hale geldiği, son temlik tarihinde de takibin devamına yönelik işlemler yapıldığı ve 20 yıllık zamanaşımının henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından, " zamanaşımı nedeniyle" (İİK. mad. 71, 33-a) icranın geri bırakılması"na yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayetin, her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebileceği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğraması nedeniyle şikayetin kabulü halinde "takibin iptali"ne değil, "icranın geri bırakılması"na karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun başvurusu; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığı iddiasına ilişkin olup, bu husus mahkemenin de kabulünde olduğu halde mahkemece, İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlu yönünden 12/04/2004 tarihinde başlayan takiple zamanaşımının kesilmiş olduğu, yeniden başlayan zamanaşımı süresinin alacaklının 26/05/2004 tarihli haciz talebi ile tekrar kesildiği anlaşılmış ise de; bu tarihten itibaren alacaklının 20/09/2007 tarihli yenileme talebine kadar zamanaşımını kesen hiç bir işlem bulunmadığı görüldüğünden, adı geçen borçlu yönünden 3 yıllık bono zamanaşımı süresinin dolduğu be bu durumda, mahkemece,"icranın geri bırakılması"na karar verilmesi gerektiği-