2886 sayılı yasanın uygulanabilmesi için kira sözleşmesinin de bu yasaya göre yapılması gerektiği- Kiralanan arsa niteliğinde olup uyuşmazlığa TBK’nun kira genel hükümlerinin uygulanması gerektiği- Taşınmaz ve taşınır yapı kiralarıyla ilgili belirsiz süreli kira sözleşmelerinde feshi ihbar süresinin TBK. mad. 329 gereğince belirleneceği; süresiz sözleşmelerde 6 (altı) aylık dönem için 3 (üç) ay önceden kiracıya fesih bildiriminin tebliğ ettirilmesi ve o dönem sonunda tahliye davası açılması gerektiği-
Kiracının kira sözleşmesi devam ederken kiralananı tahliye etmesi ve bu durumdaki kira bedeline ilişkin sözleşme özel şartı gözetildiğinden, kiracının iddiaları ile davacının karşı iddialarının yargılamayı gerektirdiğinden kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkin davanın reddi gerektiği-
Taşınmazın riskli yapı olduğuna ve gayrimenkulün tahliyesine ilişkin kararın Belediye tarafından verildiği ve uyuşmazlığın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevli yargı yerinin idari yargı olduğuna karar verilmişse de, taraflar arasındaki ilişki, kira sözleşmesinden kaynaklanan özel hukuk ilişkisi olduğundan, kira ilişkisinin devam ettiğinin tespiti ve muarazanın önlenmesi istemine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı yerinin adli yargı olduğu- Davacıların, davalı vakfın ayrı ayrı kiracıları olması nedeniyle davacılar arasında zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından dosyaların tefrik edilerek ayrı ayrı görülmesi gerektiği-
Davaya konu kiralanan, davacı kiracıya 26.02.2010 tarihinde, 3 yıllık sözleşme ile kiraya verilmiş olup kiralanan "açık otopark" olduğundan Türk Borçlan Kanun'unun genel hükümlerine tabi olduğu ve kiraya veren 13.03.2013 tarihinde gönderdiği ihtarname ile de sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğine göre, süre sonunda sözleşmenin sona erdiğinin kabulü gerektiği- Sözleşmenin sona erdiği tarihten sonra kiracı kullanımının ecrimisil gerektirdiği gözetilerek, sözleşmenin sonu olan 26.02.2013 tarihinden tahliye tarihi olan 31.05.2013 tarihine kadar geçen süre için talep edilebilecek ecrimisil bedeli hesaplanarak, yapılan fazla ödeme varsa iadesinin yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Tarla niteliğinde baz istasyonu kurmak için kiralanan taşınmazın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümleri gereğince kira artırımı talep edilemeyeceği-
Taraflar arasında kira sözleşmesinin hazırlandığı, sözleşmede kiracı olarak imzanın bulunmadığı, sözleşmenin farklı iki kişi tarafından kefil olarak imzalandığı anlaşılarak taşınmazın anahtarının kiracıya teslim edilmiş ve zilyetliğinin de devredilmiş olduğu gözetilerek, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, kiracının da iyiniyetli olarak imalatlar yaptığının kabul edilmesi gerektiği-
Mahkemece taşınmazın ihale ile kiraya verilmediği gerekçesi ile davanın kabulü ve kiracılığın devam ettiğinin tespitine karar verilmişse de, öncelikle keşif yapılmak suretiyle taşınmazın hakim unsuru da gözetilerek mevcut vasfı tespit edilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ya da genel hükümlerine tabi olup olmadığı belirlendikten sonra sonucu dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünde kiralananın apartman giderlerinin kiracıya ait olduğunun belirlendiği ve kiracıya üç ay önceden tek yanlı fesih ihbarla kira sözleşmesini sona erdirme hakkı tanındığı, bu itibarla tarafların yeniden kiraya verme süresini üç ay ile sınırlandırdığının kabulü gerektiğinden, tahliye tarihinden itibaren üç aylık makul süre içerisinde davalı kiracının aidat bedelinden de sorumlu olduğu-
Kira sözleşmesinde katma değer vergisinin kiracı tarafından ödeneceği belirtilmemişse ve kira bedeli de net(belirli) değilse kira bedelinin katma değer vergisi dahil brüt kira bedeli olduğu ve borçlu kiracının katma değer vergisinden sorumlu olmayacağı-
Özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı olmadığı; taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaştığı takdirde; yazılı, sözlü veya zımni olarak da yapılabileceği- Davacının çekişmeli bağımsız bölümler için davalı aleyhine başlattığı icra takibinde "adi kiraya ve hasılat kirasına ait takip taleplerinde ödeme emri" düzenlenmesi karşısında, davacının eski eşi olan davalı tanığı beyanlarında, sözlü kira sözleşmesinin varlığını ve kira bedelinin de davacının onayı ile kedisine ödendiğini doğruladığından; davalının çekişmeli yerde haksız işgalci olmadığı, kiracı sıfatı ile taşınmazı kullandığı, davacının kira hükümleri uyarınca dava açabileceği gözetilerek davanın reddedilmesi gerektiği-