Kira bedeli açıklamasıyla bankaya yapılan ödemenin talep edilen kira dönemi içerisinde olduğu anlaşıldığına göre, bu ödemenin kira alacağı kapsamında yapılan bir ödeme olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Davalı kiracı henüz iki yıllık süre dolmadan sözleşmeyi feshettiğine göre davalının kiralananı erken tahliye ettiğinin kabulü gerekeceği, erken tahliye halinde ise kiracının kiralananın benzer koşullarda yeniden kiraya verilebilecek süre kira bedeli ile sorumlu olduğu, o nedenle mahkemece yapılacak iş tarafların tahliye tarihi olarak kabul ettiği 30.9.2011 tarihinden itibaren kiralananın benzer koşullarla yeniden kiraya verilebileceği makul sürenin belirlenmesi ve davacının kazanılmış hakkı da gözetilerek belirlenen süre miktarı kadar kira bedeline ve aidat bedeline hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, araştırma yapılıp davalının tacir olup olmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre yeni yasal düzenleme karşısında kira sözleşmesindeki muacceliyet şartının uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekeceği- Ceza dosyasındaki tanık anlatımları ile desteklenen kiracının kiralayana sarf ettiği beyan ve küfürlü söylemlerinin kira ilişkisinin çekilmez hale geldiğinin başlıca delili olduğu, artık davacı kiralayandan bu olumsuzluklara rağmen ilişkisine devam etmesinin beklenemeyeceği-
Tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; takibin konusu kira alacağı olmayıp dayanağının tahliye taahhüdü olduğu; bu nedenle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı hakkında iki haklı ihtar sebebiyle açılan tahliye davasına icra mahkemesinde bakılamayacağı, Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği-
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinde, davalının ödediği 1.300,65 TL kira ücretinden bankanın 1,00 TL masraf kesmesi üzerinde davacının hesabına 1.299,65 TL olarak geçtiği ve 35 kuruş eksik ödendiğinin anlaşıldığı, mahkemece 0,35 TL eksik ödeme nedeniyle temerrüt gerçekleşmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı alacaklı tarafından başlatılan takip üzerine davalıya ödeme emri gönderildiği ve borcun ödenmesi için 30 günlük süre verildiği, davalı borçlunun borcu olmadığını belirterek borca itiraz ettiği ancak verilen bu 30 günlük süreye rağmen davacı hesabına eksik ödenen 0,35 TL'yi ödemediğinin anlaşıldığı, 30 gün içinde borcun tümü ödenmediğine göre temerrüdün gerçekleştiği, borcun miktarının az ya da çok olmasının temerrüt olgusunun gerçekleşmesini engellemeyeceği-
Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi, öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesine bağlı olduğundan, davacının kira sözleşmesine dayanarak dava açmışsa da sözleşmenin aslı ya da onaylı suretini dosyaya sunmadığı, bu durumda davacıdan varsa dayandığı sözleşme aslını ibraz etmesinin istenilmesi, olmadığının anlaşılması halinde davalının ibraz ettiği ve davacı tarafça da itiraz edilmeyen sözleşmeye göre davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun değerlendirime yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
TBK.’nun 352. maddesine göre (6570 sayılı kanun 7/a) ; taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka kiraya veren tarafından açılması gerektiği, kiraya veren durumunda olmayan malikin dava hakkı olmadığı, ancak yeni malikin önceki malikin ve kiraya verenin halefi olarak eski malik zamanında verilmiş taahhüde dayanarak dava açabileceği- 
Taahhüt nedeniyle açılacak tahliye davasının taahhüt edilen tarihten başlayarak bir (1) ay içinde açılması veya bu süre içinde taahhüde dayalı olarak icra takibi yapılmış olması gerektiği-
İki haklı ihtar nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına bir yıllık kira bedeli üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmına göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-