Borçlunun, borç miktarının hatalı ve fazla hesapladığına yönelik şikayeti üzerine, borç miktarının itiraza uğrayan ve icra müdürlüğünce hesaplanan borçtan daha fazla olduğuna ve borçlu aleyhine sonuç doğuracak biçimde düzeltilmesine yönelik mahkeme kararının HMK. mad. 26 uyarınca isabetsiz olduğu- Aşkın haciz şikayetinin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kesin nitelikte olduğu-
Hakkında icra takibi başlatılan borçlunun,yasal süresinde itiraz ederek takibi durdurması üzerine, alacaklının icra mahkemesine itirazın kaldırılması talebiyle başvurması sonucu mahkeme tarafından itirazın kaldırılmasına yönelik verilen kararın Yargıtay temyiz incelemesi neticesinde bozularak dönmesi sonrası davayı gören mahkemece itirazın kaldırılması talebinin reddine yönelik bir karar verilmemesi halinde icranın iadesi koşullarının oluşmadığı- Menfi tespit davası açan borçlu için, şikayet konusu işlem tarihi itibariyle eski hale iade şartları oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 40 hükmünün emredici nitelikte olmadığı, bir mahkemece hüküm altına alınan ilama konu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibi sırasında takibe konu kararın Yargıtay'ca bozulması ve yeniden yapılan yargılama sonrasında önceki miktardan daha düşük bir miktara hükmedilmesi nedeniyle önceki ilama dayalı olarak ödenen paranın, sonraki ilam ile arasındaki farkın iadesinin dava ile istenebileceği-
Takibe konu ilamın bozulması ile icra muameleleri olduğu yerde duracağı ve bozulan ilam nazara alınarak infaz yapılmasının yasaya aykırı olduğu-
Bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulduğunda, aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilamla belirlenirse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icranın tamamen veya kısmen eski hale iade olunacağı- Alacaklıdan iadesi gereken paraya muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren (muhtıra ile süre verilmiş ise bu sürenin sonu itibarı ile) faiz istenebileceği-
Borçlunun usulsüz işlem şikayeti üzerine üçüncü kişilere gönderilen haciz ihbarlarının İcra Hukuk Mahkemesi'nce iptal edilmesi ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK 40. veya 361. maddelerindeki koşulların oluştuğunun kabulü için yeterli olmayıp, ödenen para ancak genel mahkemede açılacak istirdat davası sonucuna göre geri alınabileceği-
Dayanak ilamdaki görevsizlik kararı henüz kesinleşmediğinden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Şikayetçinin, takip dosyasında fuzulen yaptığı ödemeyi, İİK’nun 40. maddesi gereğince, ödemenin yapıldığı dosya üzerinden talep etmesi yerine; genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yaparak ayrı bir takipte talep etmesinin doğru olmadığı-
Bozma sonrası verilen ilamda, bozma öncesinde hüküm altına alınmayan faiz alacağı hakkında da karar verildiğinden, ikinci takibin bu faiz alacağına ilişkin olduğu ve mükerrer olmadığı anlaşıldığından, mahkemece borçlunun mükerrer takibe yönelik şikayetinin reddine karar verilerek diğer şikayet sebeplerinin incelenmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İlk takipten feragat edilmeksizin aynı alacak için bozmadan sonraki ilama dayanılarak yeni bir takip yapılması halinde ikinci takip mükerrer olacağından, mahkemece, şikayetin borçlunun talebi de nazara alınarak gerektiğinde bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle çözümlenmesi gerektiği-