İlam, yıllık izin ücretine ilişkin alacak kalemi yönünden bozulmuş, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ise bozma konusu yapılmamış olup şikayete konu takibin, anılan bozma kararından sonra başlatıldığı ve takibe yıllık izin ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının konu edildiği anlaşıldığından, bozma kararı takip tarihinden önce ve yıllık izin ücret alacağı yönünden verilmiş olmasına rağmen, mahkemece hatalı değerlendirme ile takipten sonra tüm alacak kalemlerine ilişkin bozma kararı mevcut olduğundan yola çıkılarak borçlu tarafın hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılmasının hatalı olduğu- Mahkemece, takibe konu yıllık izin ücret alacağı yönünden icra emrinin iptaline, takip konusu diğer alacak kalemleri yönünden ise şikayetin esasının incelenerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dayanak ilam itiraz tarihinden sonra bozularak ortadan kalktığına göre mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdir edilmesi gerektiği-
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde ise, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu, bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın doğmuş olacağı-
Açık bir onama hükmü bulunmasa da, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay'ca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, reddedilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı- Bozma nedeni dışındaki diğer bentler için ilam davalısının temyiz itirazları reddedildiğinden, bu alacaklar yönünden icra takibinin devamında bir usulsüzlük bulunmadığı-
İcra müdürlüğünce "iadesi gereken miktar hesabına ilişkin yapılan işleminin iptali"ne yönelik talebin de icra mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği-
İtirazın iptali kararı bozulmakla İİK'nun 40. maddesi uyarınca takip olduğu yerde duracağından ve takibin durması gereken bu dönemde takip işlemi yapılamayacağından, mahkemece itirazın iptali yolunda yeni bir hüküm verilinceye kadar haciz yapılamayacağı, aksinin kabulünün İİK'nun 66. maddesine aykırı bir durum yaratacağı-
İİK’nun 40. maddesi uyarınca, bir ilamın bozulmasının icra muamelelerini olduğu yerde durduracağı, bu durumda İİK’nun 40. maddesi uyarınca bozulan ilama dayalı olarak işlem tesis edilemeyeceği, bozma kararından sonra verilen hüküm henüz kesinleşmediğinden, borçlunun bozulan ilama dayalı olarak haczin kaldırılması talebinde bulunması ve İcra Müdürlüğü'nün haczin kaldırılmasına ilişkin işlemi usul ve yasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin yazılı gerekçe ile reddinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı ilam, bozulmuş olup yeniden yapılan yargılama sonucu iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise de; İİK. mad. 40/2 uyarınca, borçlunun ‘‘hiç veya o kadar borcu olmadığı’’ henüz kati bir ilamla kesinleşmemiş olduğundan, icra takibi İİK mad. 40/1’e göre olduğu yerde duracağından hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-