İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı ve Devlet organlarına gereksiz yere yoğunluk yaratılacağı-
Tasarrufun iptali davası kapsamında tedbir niteliğinde verilen ihtiyati haciz kararı ile haczedilmiş olan ve bu suretle icra dosyasında celbedilerek alacaklıya ödemesi yapılan para alacağı üzerindeki ihtiyati haciz kararı, yerel mahkemenin kararı ile verilen 'konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına' dair karar ile hükümsüz kalmış olduğundan, geçerliliği bulunmayan ihtiyati haciz kararına istinaden alacaklıya ödenmiş olan paranın iadesinin gerektiğine ilişkin icra müdürü kararında ve bu müdürlük kararı dayanak yapılarak alacaklı yana muhtıra gönderilmesine ilişkin icra müdürlüğü işleminde usul ve yasaya uymayan bir yönün olmadığı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
İcra mahkemesince verilen kararların, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edeceği-
Boşanma davası sırasında verilen tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona ereceği, kesinleşmeden sonra mahkemece hükmedilmişse, yoksulluk nafakası istenebileceği, öte yandan İİK'nun 40. maddesi uyarınca ilamın bozulması ile takibin olduğu yerde duracağı-
Borçlunun, borç miktarının hatalı ve fazla hesapladığına yönelik şikayeti üzerine, borç miktarının itiraza uğrayan ve icra müdürlüğünce hesaplanan borçtan daha fazla olduğuna ve borçlu aleyhine sonuç doğuracak biçimde düzeltilmesine yönelik mahkeme kararının HMK. mad. 26 uyarınca isabetsiz olduğu- Aşkın haciz şikayetinin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kesin nitelikte olduğu-
Hakkında icra takibi başlatılan borçlunun,yasal süresinde itiraz ederek takibi durdurması üzerine, alacaklının icra mahkemesine itirazın kaldırılması talebiyle başvurması sonucu mahkeme tarafından itirazın kaldırılmasına yönelik verilen kararın Yargıtay temyiz incelemesi neticesinde bozularak dönmesi sonrası davayı gören mahkemece itirazın kaldırılması talebinin reddine yönelik bir karar verilmemesi halinde icranın iadesi koşullarının oluşmadığı- Menfi tespit davası açan borçlu için, şikayet konusu işlem tarihi itibariyle eski hale iade şartları oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 40 hükmünün emredici nitelikte olmadığı, bir mahkemece hüküm altına alınan ilama konu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibi sırasında takibe konu kararın Yargıtay'ca bozulması ve yeniden yapılan yargılama sonrasında önceki miktardan daha düşük bir miktara hükmedilmesi nedeniyle önceki ilama dayalı olarak ödenen paranın, sonraki ilam ile arasındaki farkın iadesinin dava ile istenebileceği-
Takibe konu ilamın bozulması ile icra muameleleri olduğu yerde duracağı ve bozulan ilam nazara alınarak infaz yapılmasının yasaya aykırı olduğu-
Bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulduğunda, aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilamla belirlenirse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icranın tamamen veya kısmen eski hale iade olunacağı- Alacaklıdan iadesi gereken paraya muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren (muhtıra ile süre verilmiş ise bu sürenin sonu itibarı ile) faiz istenebileceği-