Kefaletnameye davacı eşin rızası bulunmadığını, muvafakatname üzerindeki imzanın kendine ait olmadığını, okuma yazmasının olmadığını, tüm işlemleri parmak izi ile yaptığını ileri sürerek kefaletnamenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi talepli davada, dava açıldığı tarih itibariyle aile konutu olduğunun sabit olduğu bu nedenle ipoteğin kaldırılmasına yönelik asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği- Birleşen kefalet sözleşmesinin feshi davası yönünden ise kefalet sözleşmesinin iptali ancak sözleşmenin taraflarınca istenebileceği, kefalet konusunun aile konutu olmadığı, dolayısıyla davacının kefalet sözleşmesinin iptalini istemekte aktif husumetinin bulunmadığı-
"Kefalette eş rızasının alınmadığına" ilişkin geçersizlik itirazının ilgili herkesçe ileri sürülebileceği, mahkemece re’sen dikkate alınabileceği ve ilk defa temyiz aşamasında ileri sürülebileceği-
Kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup davanın asliye hukuk mahkemesinde görüleceği-
Kefalet sözleşmesini imzaladığı sırada eşin rızaya dair imzası yoksa da, daha sonra davalı banka ile yapılan yeniden yapılandırma protokolünde sırasında, davacının eşinin "davalı banka ile yaptığı sözleşmeye muvavafakat ettiğini" beyan etmesi karşısında, artık sözleşmenin başlangıcındaki eş rızasına dair imza eksikliğinin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı-
Eş rızasının bulunmaması nedeniyle kefaletin geçersizliğinin tespiti istemi-
Davan terditli olarak açılmış olsa da dilekçede davanın “alacak davası” olduğu hususu açıklanarak dava değeri üzerinden harcın yatırıldığı, bunun üzerine mahkemenin celsesinde davanın alacak davası olarak görülmesi yönünde karar tesis edildiği ve bu kapsamda da mahkemece hesaplanan eksik harcın da tamamlandığı, davalıların bu husustaki itirazlarının mahkemece reddedildiği ve kesin karara bağlandığı, davanın “alacak davası” olarak görülmeye devam edildiği, bu itibarla da ortada hakkında karar verilecek bir “itirazın iptali” talebi kalmadığı ve davanın “terditli dava” olmaktan çıktığı yönündeki maddi hata düzeltim talebinin 6100 sayılı HMK’nın 111/2 maddesinde düzenlenen “Mahkeme, davacının asli talebini esastan reddetmedikçe, fer’i talebi inceleyemez ve hükme bağlayamaz.” hükmü karşısında reddine karar vermek gerektiği- İstinaf Mahkemesinin kararı özetlenirken yazılan “... eş rızasının alınmadığı...” yönündeki ibare ve Daire ilamında geçen “.... 06.07.2012 tarihinde akdedilen sözleşmeyi kefil olarak imzalayan davalıların eş rızasının alınmadığı ve...” yönündeki belirlemenin eş rızalarına dair belgelerin dosya arasında bulunduğunun anlaşılmasına göre maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne ilişkin maddi hata düzeltim talebinin kabulü ile Dairemiz bozma ilamındaki maddi hatanın giderilmesine karar vermek gerektiği-
Nakdi alacak yönünden kurulan hükme ilişkin eksik nispi istinaf karar harcı tamamlanmadığından nakdi alacak yönünden kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği- Kefilin gayri nakit alacağın depo edilmesinden sorumlu tutulabilmesi için taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde kefile yönelik açık depo hükmü bulunması gerektiği-
TBK m. 603 hükmünün bir ayni güvence türü olan ipoteklere uygulanamayacağı- İpotek tesis edilen taşınmazın aile konutu olup olmadığının araştırılarak aile konutu olmaması halinde taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmesi için eş rızası alınmasının zorunlu olmadığının gözetilmesi gerektiği-
İİK'nin 96-97 maddelerinin uygulanmasına yönelik icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf yolunun açık olduğu-
Müddeabih temlik belgesinin ibraz edilmemiş olması davacının geçerli temyizinin incelenmesine engel teşkil etmediği- İtirazın iptali davasında, davalı kefilin gayrinakdi alacaktan dolayı sorumlu olup olmadığının anlaşılması için genel kredi sözleşmesinin tüm sayfalarını içerir onaylı örneğinin celp edilmesi, daha sonra 2. ek rapor hazırlayan bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi verilerek karşılıksız çek bedellerinin ödenmesi halinde nakdi kredi borcuna dönüşeceği dikkate alınarak davacının itirazları karşılanıp davacının alacağının saptanması ve davalı kefilin gayrinakdi alacaktan sorumlu olup olmadığı da sözleşme kapsamında belirlenmesi gerektiği- Müddeabihi temlik aldığını iddia edene geçerli temliknameyi sunması için kesin süre verilmesi gerektiği-