Kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu ve eşlerden birinin diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının zorunlu olduğu-
"Eşin ancak diğer eşin rızası ile kefil olabileceğini" düzenleyen TBK' nun 584. maddesinin, kambiyo senedini kefil/aval sıfatıyla imzalayan eşler hakkında -şikayet üzerine veya resen- uygulanamayacağı- Bonodaki kefil ibaresinin aval olarak kabul edileceği-
Borçlunun kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinde borçlunun eşinin imzasının olduğu, bu durumda, kefalet akdinin yasaya uygun düzenlendiğinin kabulü gerekeceği-
Davacılar tarafından verilen icra kefaletinden kaynaklanmakta olan uyuşmazlıkta, ihtiyati tedbir isteyenler (davacılar) vekili de isteminin hukuki sebebi olarak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin 583. ve 584'üncü maddelerine dayanmış, verilen kefaletin anılan emredici kanun hükümlerine aykırı olması nedeniyle geçersizliğini iddia etmiş olup mahkemece, ihtiyati tedbir isteminde bulunanlar (davacılar) vekilinin ileri sürdüğü hukuki sebeplerin somut olay bakımından uygulanma olanağı bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-