Kefil olan davacının, eşinin rızasının alınmaması sebebiyle genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada, mahkemece genel kredi sözleşmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesap kat ihtarının davacı kefile tebliğ edilemediği belirtilmiş, ancak hesap kat tarihi ile takip tarihi arası dönem için işlemiş faiz hesabı yapılmış; oysa davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlu kefile gönderilen hesap kat ihtarı davacıya tebliğ edilmiş, ihtarnamede ödeme için verilen 24 saatlik sürenin sonunda davacı temerrüde düşmüş olup işlemiş faiz başlangıç tarihi olarak bu tarihin esas alınması gerekeceği-
Kefalet işleminin TBK'nun 584. maddesi gereğince geçersiz olduğunu icra mahkemesinde ancak icra kefilinin ileri sürebileceği ve bu nedenle icra emrinin iptalini isteyebileceği, icra kefilinin eşi olan şikayetçinin ise aynı nedenle icra kefaletinin geçersizliğini genel mahkemede yargılama konusu yapabileceği-
Borçlu şirketin hesap açılış tarihlerinin 818 s. BK'nun kefalet sözleşmesine ilişkin hükümlerinin yürürlükte bulunduğu döneme den gelmesi halinde, taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinin 818 s. BK'nun kefalet sözleşmesine ilişkin hükümleri değerlendirilmesi gerekeceği-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 584. maddesinin ve 603. maddesinde yer alan "...ve eşin rızasına...''' ibarelerinin, ailenin ortak kararı olmaksızın üçüncü kişi lehine güvence verilmek suretiyle borçlanmasına engel olarak ailenin huzur ve refahını koruduğundan, Anayasa'nın 12., 13. ve 48. maddelerine aykırı olmadığına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı-
'Eşin ancak diğer eşin rızası ile kefil olabileceğini’ düzenleyen TBK’nun 584. maddesinin, kambiyo senedini kefil/aval sıfatıyla imzalayan eşler hakkında uygulanamayacağı-
Bono üzerine ‘kefil’ ibaresi konsa da bunun, ‘aval’ olarak nitelendirilmesi ve aval verenin, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği- Kambiyo senetlerinde TBK'nun 584. (-kefalette- eş rızası) ve 603. (-kefaletin- uygulama alanı) maddelerinin uygulanmayacağı-
Kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu ve eşlerden birinin diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının zorunlu olduğu-
"Eşin ancak diğer eşin rızası ile kefil olabileceğini" düzenleyen TBK' nun 584. maddesinin, kambiyo senedini kefil/aval sıfatıyla imzalayan eşler hakkında -şikayet üzerine veya resen- uygulanamayacağı- Bonodaki kefil ibaresinin aval olarak kabul edileceği-
Borçlunun kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinde borçlunun eşinin imzasının olduğu, bu durumda, kefalet akdinin yasaya uygun düzenlendiğinin kabulü gerekeceği-
Davacılar tarafından verilen icra kefaletinden kaynaklanmakta olan uyuşmazlıkta, ihtiyati tedbir isteyenler (davacılar) vekili de isteminin hukuki sebebi olarak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin 583. ve 584'üncü maddelerine dayanmış, verilen kefaletin anılan emredici kanun hükümlerine aykırı olması nedeniyle geçersizliğini iddia etmiş olup mahkemece, ihtiyati tedbir isteminde bulunanlar (davacılar) vekilinin ileri sürdüğü hukuki sebeplerin somut olay bakımından uygulanma olanağı bulunup bulunmadığı hususu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-