İcra ve İflas Kanun'undaki düzenlemeler de yedieminlik ücretinin takip masraflarından olduğu ve satış tutarından öncelikle alınacağı anlaşıldığı, bu sebeplerle yedieminlik ücretinin ancak takip masrafı olarak muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından talep edilebileceği, yedieminlik ücretinin muhafaza tedbirine konu takip dosyasından başka bir dosyada ayrı bir takip konusu yapılmasının söz konusu olmadığı-
İcra müdürlüğünce haczine karar verilip yediemin deposuna bırakılan mahcuzların, kabulüne karar verilen istihkak davasına rağmen hak sahibi davacılara teslim edilmemesi nedenine dayalı uğranılan zararın tazmini isteği-
Yedieminin, ücret alacağı için müstakil bir takip başlatması ve bu dosyadan rehinli taşınırın satılması halinde ise, artık İİK'nun 138/2. maddesinin uygulanması mümkün olmayıp, satış bedelinden öncelikle bu dosya alacağının ödenmesinin söz konusu olamayacağı, bu durumda icra müdürlüğünce yapılacak işin, satış bedelinin, sıra cetveli yapılmak üzere ilk haczi koyan icra dairesine gönderilmesinden ya da ilk haciz, satışın yapıldığı dosyadan konulmuş ise sıra cetveli yapmaktan ibaret olduğu-
Şikayetçi üçüncü kişinin "maktu harç" yatırmak suretiyle İcra Mahkemesi'nden, İcra Müdürlüğü'nün, mahcuzları muhafaza altına almasına yönelik işleminin iptalini, şikayet yoluyla istemesine rağmen mahkemece, yanlış nitelendirilerek, ortada bir istihkak davası olmadığı halde varmış gibi karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu belediye başkanlığına gönderilen haciz müzekkeresinden sonra uygulama yeri bulunmadığı halde İİK 356 vd. uyarınca işlem yapılacağı şeklinde tekit yazılmasının usulsüz olduğu-
Birden fazla alacaklının bulunduğu durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılması ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınması gerekeceği, şikayetçinin alacağının rüçhanlı olup olmadığı ve öne sürdüğü diğer hususlar, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğünün sıra cetveli düzenlemekten imtina edemeyeceği, bir başka anlatımla alacaklıların itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılmasının gerekeceği-
İİK'nun 94. maddesine göre borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, ancak İİK. mad. 121 uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbar edileceği hakkında bir düzenleme bulunmadığı, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de göz önünde bulundurularak mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu haciz müzekkeresi ile haczi istenen şikayetçi şirket dışındaki borçluların hisseleri olup, bu haciz müzekkeresi, şikayetçi borçlu aleyhine bir sonuç doğurmadığından ve şikayetçinin hukukunu etkilemediğinden şikayetçinin şikayette hukuki yararının olmadığı-
İİK.mad. 94 gereği borçlunun ortağı olduğu anonim şirketteki hisseleri haczedilmiş olup; alacaklı tarafça, icra takibinde şirketteki hisselerin haczi ile yetinilmesi gerektiği, İİK'nun 121.maddesi uyarınca alacaklının İcra Mahkemesi'nden alacağı yetki ile ticaret mahkemesinde şirket hisselerinin satışı için dava açabileceği, Yasada, haczedilen şirket hisselerinin icra yoluyla satışının yapılacağına yönelik ve şirket ortaklarına gönderilecek muhtıra ile anonim şirketin feshinin ihbarının yapılacağı hakkında bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak, bunun yanında borçlunun şahsi malları üzerindeki haczin devam ettiği de gözönünde bulundurularak Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirket tarafından, davacının oğlu borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı, borçlu adına çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın adresinde borçluya bizzat tebliğ edildiği, aynı adrese iki kez hacze gidildiği, ancak evin kapalı bulunması nedeniyle haczin gerçekleştirilemediği, daha sonra aynı adreste üçüncü kez hacze gidilerek, kapının çilingir marifetiyle açılmasından sonra, davacıya ait bir takım menkul malların hazcedilerek yediemine teslim edildiği, davacı tarafından açılan istihkak davasının kesin olarak kabulüne karar verildiği anlaşılmış ve davalı şirketin, haczi gerçekleştiği yer borçlunun mernis adresi olup, olayların açıklanan seyri içinde salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığından başka bir ifade ile haksız haciz işleminden söz edilemeyeceği ve bu durumda davacının manevi tazminat isteminin reddi gerektiği-