Maddi olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemenin hakime ait olduğu- Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı olduğu- Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkı olduğu- Katılma alacağının Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı- Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı- Üçüncü kişi aleyhine sonradan aynı Kanun'un 241.maddesine dayanılarak alacak davası açıldığında, 229. maddedeki kazandırma veya devir koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yeniden araştırma konusu yapılmaması gerektiği-
Dava tarihi itibariyle bu yolların bakım-onarım sorumluluğunun hangi idareye ait olduğu belirlenip, ilçe belediyesine ait olduğunun anlaşılması halinde bedelinin davalı idareden, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ait olduğunun anlaşılması halinde ise bu idarenin davaya dâhil edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Tapu kaydından kendilerine kayyım atanan maliklerin payları üzerinde “... Vakfından icâreli” şerhi bulunduğu anlaşılmakla, 5737 s. Vakıflar Kanununun 17. maddesi uyarınca açılmış bir dava olup olmadığı Vakıflar Genel Müdürlüğünden sorulup, varsa bu dava bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
Davacı taraf, ücretin tespitine yönelik dava açtığını ve henüz sonuçlanmadığını belirtmiş olup Mahkemece böyle bir tespit davası olup olmadığı araştırılıp dava var ise sonucu eldeki uyuşmazlığın çözümünü doğrudan etkileyeceğinden bu davanın HMK.nun 165. maddesi uyarınca bekletici sorun yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Davacının beraatı ile sonuçlanan ancak temyiz edildiğinden kesinleşmeyen ceza davasının sonucu bu davayı doğrudan doğruya etkileyecek nitelikte olduğundan, ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebileceği(HMK. mad. 165)- Bolu İş Mahkemesinin 28.01.2014 tarih, ..Karar sayılı dosyası incelendiğinde, iş bu dosyanın davalısı ... tarafından meydana gelen kazanın iş kazası olmadığının tespitine yönelik dava açıldığı, mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik olarak açılan davanın reddine karar verildiği, verilen hükmün dairemizin 09.04.2015 tarih, 2014/6655 Esas, 2015/6897 Karar sayılı ilamıyla “iş kazası olmadığının tespiti davasının, işverenin de hak alanını ihlal ettiği, bu nedenle mahkemenin red gerekçesinin hatalı olduğu, diğer yandan sigortalının da davaya dahil edilerek göstereceği delillerin toplanması gerektiği” gerekçesiyle bozulduğu; bu haliyle iş kazası olmadığının tespitine yönelik bahse konu dava dosyasının sonucunun eldeki davayı etkileyeceği açık olduğundan belirtilen dosyanın bekletici mesele sayılması gerektiği-
Maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacağı- "Davacının kendi sunduğu delilin karar düzeltme aşamasında aleyhine kullanılamayacağı, kanunda (1086 sayılı HMUK. m. 440) karar düzeltme nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı, bunlar arasında ceza davasının sonucunun beklenilmesine ilişkin bir sebebin yer almadığı ve bu nedenlerle karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiği"ne ilişkin görüşün HGK.nca kabul görmediği-
Davacının mevduatının off-shore bankasına havale edildiği iddiasıyla havale edilen paranın tahsili istemine ilişkin açılan davada, mahkemece, hesap açma talimatı ve havale emri üzerindeki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, Yetkililerinin müşterileri kandırarak ve bankayı vasıta kılmak suretiyle paraları off shore hesabına aktarmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle kamu davası açıldığı ve yine Kıbrıs'ta mukim off-shore bankasının herhangi bir mal varlığının olmadığı bilindiğinden, mahkemece öncelikle sözü edilen ceza davasına ilişkin dosyanın getirtilip içindeki delillerle birlikte incelenmesi, davacının talebi içinde off-shore bankasına yapılan havale işleminin geçersiz olduğu ve davalıların mevduattan sorumlu bulundukları iddiasının da bulunduğu gözetilerek davalıların davacı zararından sorumlu olup olmadıkları hususunun değerlendirilmesi ve neticesine göre karar verilmesi gerektiği-
Feshe bağlı alacaklar hakkında açılan davada açılmış bulunan işe iade davasının bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Dosya kapsamı incelendiğinde, davaya konu ihale ile ilgili davalı şirket çalışanlarının da aralarında şüpheli sıfatıyla bulunduğu soruşturmanın devam etmekte olduğunun anlaşıldığı, söz konusu soruşturma sonucunun eldeki davayı etkileyecek nitelikte olduğu, usulsüzlüğün boyutunun belirlenmesi için soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiği-