Takip dayanağı senedin ön veya arka yüzünde senet metninde senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi "teminat senedidir" ibaresi mevcut olması halinde de hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu açıkça yazılmamış ise bono üzerindeki bu ibarenin tek başına senedin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli olmadığı- Bononun üst kısmının deforme olmuş olmasının, bononun kambiyo vasfını ortadan kaldırmayacağı- İcra mahkemesi tarafından varsayıma dayalı olarak bono metni dışında kalan kısmın kesildiği ve kesilen kısımda kayıtlar bulunduğu savıyla sonuca gidilemeyeceği- Takibe dayanak bononun tanzim, vade tarihi ve miktarı dikkate alındığında senede açıkça atıf olmadığından, bu sözleşmenin teminat iddiasına delil teşkil edemeyeceği- Bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunun İİK'nun 169/a-1.maddesinde belirtilen nitelikte yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği- İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımayacağı ve bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı; Cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan davanın da kendiliğinden icra takibini durdurmayacağı ve bekletici mesele yapılamayacağı-
Ortaklığın giderilmesi davalarında dava konusu arazi üzerinde muhdesat bulunuyorsa bunların da arazi ile birlikte satılması gerekeceği- Muhdesat belli paydaşlara ait ise, muhdesatın bedelinin o paydaşlara ödeneceği, bu konuda uyuşmazlık bulunuyorsa, açılacak olan davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Haciz, şikayete konu ödeme emirlerinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkin ise de; usulsüz tebligat şikayetleri nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmesi ile açıklık kazanacağı- Mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan aynı mahkemenin dosyasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
Davacı bankanın, davalı çalışanı hakkında 39 adet kredi kullanımında sahte belgeleri kabul ettiği, bunun içinde yer aldığı ve banka zararına sebep olduğu iddiası ile uğramış olduğu zararın tazmini için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, mahkemece, ceza mahkemesinde 5411 sayılı kanuna aykırılık ve zimmet suçlarından davalı ile diğer şüpheliler hakkında açıldığı anlaşılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılıp, diğer yandan iki bankacı ve bir hukukçudan oluşan bilirkişi heyetinden, kullandırılan kredilerde sahte belge kullanıp kullanmadığı, kredilerin kullandırılmasında bankacılık kurallarına ve bankanın kredi uyguladığı kredi prosedürlerine aykırılık olup olmadığı, bu konuda davalının görev ve yetkisini aşıp aşmadığı ile davacı bankanın uğradığı zarar miktarının ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık varsa bu aykırılığın kimlerin kusuru neticesinde oluştuğu hususlarında rapor aldırılıp, ceza mahkemesince aldırılan rapor ile varsa aralarındaki çelişki giderildikten sonra da oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gözetilmesi gerektiği-
İcra takibi devam ederken dayanak ilamın alacaklı lehine bozulması halinde, usul ekonomisi ilkesi gereği aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılmak suretiyle bozmaya uyularak verilen yeni hükme göre ek taleplerin borçluya gönderilecek icra emri veya muhtıra ile talep edilmesinin mümkün olduğu- Alacaklı vekilinin nafaka artırımı ilamına dayanarak haciz ve alacak talep ettiği tarih itibariyle, takip dayanağı ilk ilamla talep edilen alacaklar yönünden dosya borcunun ödenip ödenmediğinin belirlenmesi; icra mahkemesinde bu hususa konu şikayetin derdest olduğu görüldüğünden, verilecek kararın bekletici mesele yapılması, anılan mahkemece bu tarih itibariyle önceki alacaklardan dolayı dosya borcunun kalmadığının belirlenmesi halinde haciz talebinin artırılan nafaka miktarına ilişkin olacağı ve bu durumda henüz bu alacaklar için icra emri veya nuhtıra gönderilmemiş olduğundan takibin kesinleşmediği ve haciz uygulanamayacağının kabulü gerektiği-
Menfi tespit davasında, ibra belgesinin davacı tarafından sahte olarak düzenlendiğine ilişkin davalı şikayeti üzerine açılan ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Adı geçen vakfın mutasarrıfı olan kişinin mirasçı bırakmadan ölmesi durumunda payının vakfa geçeceği, mirasçılarının bulunmaması halinde ise davacı lehine zilyetlik ile kazanma koşullarının oluşup oluşmamasına göre değerlendirme yapılması gerekeceği açık olduğundan, hazine de hasım gösterilmek suretiyle vakfın mutasarrıfı olan kişinin mirasçılık belgesi aldırılması için davacı tarafa süre ve imkan verilmesi, bu durumun HMK 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılması, oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının senet sebebiyle borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasında, İcra Mahkemesi'nin bonodaki tahrifat yapılıp yapılmadığı yönünde verdiği karar bağlayıcı nitelikte olmayıp aynı olay hakkında devam eden Ağır Ceza Mahkemesi dosyası getirtilerek bu dava sonucunun eldeki dava sonucunu etkileyip etkilemediği hususunun da değerlendirilerek toplanacak deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının açmış olduğu itirazın kaldırılmasına ilişkin dava dosyasında, itirazın kaldırılması davasının reddine karar verildiği ve henüz kararın kesinleşmediği görüldüğünden, mahkemece davacı tarafından açılan itirazın kaldırılmasına yönelik ve red ile sonuçlanan dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi, talebin reddine ilişkin kararın kesinleşmesi halinde davacı icra mahkemesinden tahliye talebinde bulunmayacağından tahliye davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali koşullarından birinin de dava dayanağı takibin gerçek bir alacağa ilişkin olması olduğu- Alacaklı hakkında tefecilik ve tehdit suçundan dolayı dava açıldığının anlaşıldığından ve davalı bu senedi kefil olarak imzaladığı için verilecek karar onun yönünden de hüküm ifade edeceğinden, ceza dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılarak, takip dayanağı alacağın gerçek olduğunun anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne aksi durumda ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-