Müşterek mülkiyette hakkını kullanamayan paydaşın, buna izin vermeyen diğer paydaşın müdahalesinin önlenmesini isteyebileceği-
Davalı borçlunun alacaklı olduğu icra dosyasındaki alacağını üçüncü kişi davalı eşine temlik etmesi halinde, davalıların karı-koca oldukları ve davalı üçüncü kişinin, eşi olan davalı borçlunun davacılara borcu olduğunu bilebilecek durumda olduğu, davacıların alacağını sonuçsuz bırakmak amacı ile temlikin yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacıların alacakları ile sınırlı olmak üzere temlik tasarrufunun iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, üçüncü kişinin usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, alacaklının icra müdürlüğü işlemine ilişkin şikayetinin de sonucunu etkileyeceğinden, dosyasının bekletici mesele sayılması ve kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacağın gerçek olmadığı ileri sürülmüş olup, mahkemece davacı alacaklının dükkanı olup olmadığı, yıllık gelirinin ne olduğu, tanık ifadesinde geçen tehdit suçu ile ilgili dosya numarasının tespit edilerek, iddia edildiği gibi "borcun gerçek olmadığı" noktasında tanıklık yapmaması yönünde yapılan bir tehditle ilgili olup olmadığı, ilgili ise yargılama sonucunun bekletici mesele yapılarak oluşacak sonuca göre tasarrufun iptali istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlular hakkında yapılan takibe itiraz nedeniyle, davacı tarafından itirazın iptali davalarının açıldığı, takiplerin kesinleşmediği ve ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmayacağından alacaklının "aciz vesikası". elde etme imkanının olmadığı ve bu durumda mahkemece "kesinleşmiş icra takibi bulunmadığı ve davacı tarafından aciz belgesi sunulmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerine, itirazın iptali davalarının sonucunun "bekletici mesele" yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu alacağın dayanağı ilamın bozulduğu ve yargılamaya devam olunduğu anlaşıldığından, bu dosyanın bekletici mesele yapılarak yargılama sonunda tahsili gereken bir alacağının varlığının saptanması halinde, tasarrufun iptali davasının esasına girilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi halinde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece davalı üçüncü kişinin "takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığı" yönündeki savunması üzerinde durulmamasının hatalı olduğu- Mahkemece, davalının bu yöndeki savunması doğrultusunda davacı ve davalı delillerinin toplanması, gerektiğinde takip konusu alacaklı ve borçluların banka hesap hareketleri, ticari ve vergi kayıtları istenerek ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, Savcılığın takip konusu senetle ilgili yürütülen hazırlık dosyası; dava açılmış ise dava dosyası, Ticaret Mahkemesi dava dosyasının sonucunun beklenmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dava kabul edildiği halde talep konusu 14 bağımsız bölüm yönünden hüküm kurulması gerekirken, sadece 7 adet bağımsız bölüm yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede, kendi borcunu ifa etmeyen tarafın, karşı taraftan edimin ifasını isteyemeyeceği- Davalının, eksik ve ayıplı işler ile gecikme tazminatı talepli dava derdest ise bu dosya ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava dosyasının birleştirilerek birlikte görülmesi, şayet sonuçlanmış ise kesinleşmesinin beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulamayacağı- Mahkemece, eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK. mad. 167 uyarınca üçüncü kişi davalıya karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşten katılma alacağının tahsil edilebilme durumunun HMK. mad. 165/1 gereğince “bekletici sorun” yapılması gerektiği-
Sonucunun beklenilmesi istenilen ceza davalarında verilen kararların henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, mahkemece anılan ceza davaları sonunda verilen kararların kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-