Noterde düzenlenmiş olan ticari işletme rehni sözleşmesinin yasal on günlük süre içinde ticaret siciline tescil edilmemiş olması halinde geçerlilik kazanmayacağı—
Motorlu taşıt vergisinin, aracın aynından doğan bir vergi olması nedeniyle, bu alacak için ayrıca haciz yapılmış olması gerekmediği- Vergi dairesinin, gelir vergisi alacağından dolayı, SSK tarafından daha önce konulan hacze iştirak edemeyeceği–
Gemi alacaklarının rehin haklarının, (rehin veya ipotekle temin edilmiş veya edilmemiş olan) diğer bütün alacaklılara göre öncelikli olduğu–
"Veraset ve intikal vergisi"nin -6183 s. yasanın 21/II anlamında- "taşınmazın (taşınırın) aynından doğan" bir alacak olduğu (ve bu nedenle; alacaklı Vergi Dairesine öncelikle ödenmesi gerekeceği)–
«İşçi alacakları»nın, iflas halinde (borçlunun iflası durumunda) «birinci sırada» imtiyazlı oldukları, borçlunun mallarının haciz yolu ile takip sonucunda satılmaları üzerine düzenlenen sıra cetvelinde, bu alacaklıların koydukları haczin, ilk hacze iştirak etmeleri (İİK. 100) halinde, haczine iştirak ettikleri alacaklılarla aynı hacze iştirak eden diğer alacaklılara karşı «imtiyazlı alacak» olarak kabul edilecekleri, önceki tarihli hacizlerin önüne geçemeyecekleri—
İlam alacaklısının, İİK. 36 uyarınca gösterilen teminat üzerinde önceliğinin bulunduğu–
Ticari İşletme Rehni Kanununun 9/II ve 10/II. maddelerinin "iyiniyetli olarak mülkiyet veya diğer bir ayni hakkın iktisabını" düzenleyen MK'nun maddesine istisna getirmiş olduğu, ipotekli alacaklının, ticari işletme rehnine konu mallar üzerinde ancak ticari işletme rehninden sonra gelen bir rehin hakkı kazanabileceği-
Taşınır rehninin "ana para+sözleşme faizi+takip masrafları"nı teminat altına aldığı–
Kural olarak yatırımı teşvik nedeniyle alınmayan vergiler mevzuata aykırı davranılmasından dolayı alınması gerekli hale gelirse bu vergi alacağının rehinli alacaklardan önce ödenmesi gerekeceği, ancak bunun için bedeli paylaşıma konu malın, yatırımı teşvik mevzuatı uyarınca gelen mallardan olması icabedeceği–
Menkul rehni sözleşmesinde kural olarak alacağın miktarının gösterilmesi zorunlu değilse de, miktar gösterilerek bir limit tayin edilmesi halinde, limit fazlası alacağın iflâs masasına adi alacak olarak kaydına karar verilmesi gerekeceği–