Davalı/karşı davacı kiraya veren; karşı davada, kira alacağının, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle makul süre kira tazminatı, kira bedellerinin stopajı ve gecikme faizi talep etmiş olup 24.03.2015 tarihli dilekçesinde alacak kalemlerini Türk Lirası olarak talep ettiğini açıkça beyan ettiği- Islah dilekçesi ile makul süre kira tazminatı, stopaj bedeli ve işlemiş faiz alacağına ilişkin talebini arttırdığını ve alacağı USD olarak istediği; taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kira bedeli USD olarak belirlenmiş ise de kiraya verenin seçimlik hakkını Türk Lirası olarak kullandığı, seçimlik hakkını Türk Lirası olarak kullandıktan sonra bu seçiminden vazgeçerek yabancı para veya kur farkı adı altında bir talepte bulunamayacağı-Islah ile daha öncesindeki seçimlik hakkın kullanımından dönülemeyeceği gözetilerek karşı davadaki kiraya verenin talepleri yönünden Türk Lirası olarak hüküm kurulması gerekirken yabancı para cinsi üzerinden hüküm kurulmasının isabetli olmadığı- İlk Derece Mahkemesince; kiracı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verildiği, hükmedilen alacağın ana para ve işlemiş faiz toplamı olduğu ve bu nedenle, sadece asıl alacağa faiz işletilmesi gerekirken faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ile işlemiş faiz toplamına faiz yürütülmesinin de usul ve kanuna aykırı olduğu-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, brüt kira bedeli üzerinden kira alacağı hesaplanmış ise de, davacı/karşı davalı kiracının vergi dairesine yatırılacak vergiler düşülerek net kira bedeli ödemekle yükümlü olduğu, dolayısıyla, kira bedelinin net olarak ödenmesi gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde brüt kira bedeli üzerinden hesaplanan kira alacağına hükmedilmesinin doğru görülmediği- Davalı/karşı davacı kiraya verenin, karşı davada ıslah dilekçesi ile makul süre kira tazminatı, stopaj bedeli ve işlemiş faiz alacakları yönünden talebini arttırdığı, ıslah talebine karşı davacı/karşı davalı vekilinin, ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacı/ karşı davalı vekilinin zamanaşımı itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava, davalı anonim ortaklıkta pay sahibi olan davacının 233 sayılı KHK ile devletleştirilen payının güncel reel değerinin nemaları ile birlikte tespiti ve tahsili istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın işlemiş faizinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
İşlemiş faizin de içerisinde bulunduğu toplam alacağa faiz işletilmesi mümkün olmayıp asıl alacağa faiz yürütülebileceği-
Davacının davalıyı vekil olarak temsil ettiği 331 adet davada, Avukat Kanunu’nun 164. maddesi gereği akdi ve karşı yan vekalet ücreti alacağı bulunduğu- Davacının davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğü ispat edilemediğinden, mahkemece davacının işlemiş faize ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- Temerrüt faizine ayrıcı temerrüt faizi yürütülemeyeceği-
"...Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.” hükmü uyarınca  inkar tazminatının hükümsüz kaldığı-
Takip konusu düzeltilerek onama ilamında belirtilen 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesini değiştiren 6459 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince işletilen kanuni faiz alacağı ayrıca istenebilir ise de bu alacağa faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı- Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmekte olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine, 6459 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca işletilen bu faiz alacağının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının fer'i niteliğinde olduğu, asıl alacağa bağlı bu kalemin takibe konu edilmesi halinde, icra vekalet ücreti hesaplamasının AAÜT uyarınca maktu olarak tayini gerektiği gibi, tahsil harcının da maktu alınması gerekeceği- Mahkemece, gerektiğinde yeniden bilirkişiden ek rapor alınarak, 14.05.2012 tarihi ile 06.09.2012 tarihi arası faiz alacağı istenebileceği göz önünde bulundurularak ve borçlunun icra emrinin tebliğinden 2 gün sonra yaptığı ödeme dikkate alınarak bakiye alacağın bulunup bulunmadığı konusunda İİK 17/1 maddesine uygun Yargıtay denetimine elverişli bir hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Haksız el koyma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Davalıların usulsüz kredi kullandırmaları nedeniyle davacı bankanın zararının tazmini istemi-
İtirazın iptalinin-