İtirazın iptali davalarında; davacı alacaklının (bankanın) «hesabın katedildiği tarih itibariyle», anapara + uygulanan akdi faiz + fer’ilerinden oluşan toplam alacağı bulunduktan sonra, bu alacağa «temerrüt tarihine kadar» akdi faiz ve banka sigorta muamele vergisi (BSMV) «faizin gider vergisi» eklenmek suretiyle (akdi faiz ve BSMV. kat tarihindeki alacak ile kapitalize edilerek) alacaklının «temerrüt tarihindeki» asıl alacağı saptandıktan sonra, bu miktara, temerrüt tarihinden sonra «takip tarihine kadar» temerrüt faizi ve faizin BSMV’si hesaplanarak (bu arada varsa borçlunun ödemeleri öncelikle BK’nun 84. maddesi (şimdi; TBK. mad. 100) uyarınca faizden mahsup edilerek) «takip tarihindeki» toplam alacak miktarının tesbit edilmesi (bilirkişiden bu ilkeler çerçevesinde rapor alınması) -ve varsa; kefillerin sorumluluğunun kefalet limiti ile kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sınırlı olduğu da gözetilerek- takipten sonra «asıl alacağa» BK. 104/son (şimdi; TBK. mad. 121/3) uyarınca temerrüt faizi işletilmesine olanak sağlayacak şekilde karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararı ile faiz alacağına hükmedilmesiyle takip konusu alacak bir ana para (kapital) alacağına dönüşmüş olacağından faiz alacağına karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği-
Cezai şartın ödenmesi için yapılan iflas yoluyla takibe borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasında, mahkemece tacir olan borçlu tarafından BK. 104/II (şimdi; TBK. mad. 121/2), 161/III (şimdi; TBK. mad. 161/3) ve 409. (şimdi; TBK. mad. 525) maddelerde yazılı hallerde, fahiş olduğu iddiasıyla cezai şartta indirim yapılamazsa da, borçlunun ekonomik özgürlüğünü ve mevcudiyetini ortadan kaldıracak derecede yüksek olan cezai şartın indirilebileceği gözönünde bulundurularak, iflas isteminin değerlendirilmesi gerekeceği—
«Kıdem tazminatı»na ilişkin «en yüksek mevduat faizi»nin, dönemlerin başlangıç (akdin fesih, hakkın doğum) tarihlerindeki oranlar dikkate alınarak -birer yıllık dönemler halinde- hesaplanacağı–
Alacaklının takip talebinde faize faiz yürütülmesini istemiş olduğunun saptanması halinde, icra mahkemesince «icra müdürünce yapılacak hesaplamada, takipten sonra işleyecek faizin asıl alacak ve eklentileri üzerinden yürütülmesi gerektiğine» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–