Davalı vekilinin temyiz talebi, kanunun öngördüğü 8 günlük temyiz süresini geçirdiği gerekçesiyle, reddine karar verilmesi mahkemeye erişim hakkını engeller mi?
Davada haklı çıkan tarafın ancak hukuki yararı bulunmak şartıyla hükmü temyiz edebileceği-
İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konuların temyize getirilemeyeceği-
.......... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın adli yargıda görülmesinin mümkün olmadığı- Davalı tarafından davacılar lehine hükmedilen miktar bakımından temyize konu edilen kararın kesin nitelikte olduğu, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği-
Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan davalar basit yargılama usulüne tabi olup, adli tatilde de görüleceği- Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, gerekçeli kararın hüküm tapu iptal tesciline ve faize ilişkin hükümlerinin düzeltilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Temyiz sürelerinin, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlayacağı- Temyizin, kanuni süre geçtikten sonra yapılacağı veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verileceği ve Yargıtay'a gönderme için yatırılan parayı kullanarak ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ edeceği- Ret kararı tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebileceği, temyiz edildiği ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya kararı veren mahkemece Yargıtay'a yollanacağı- Tebligat işleminin, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan önemli bir usul işlemi olduğu- Kanun ve yönetmeliğin gösterdiği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatın geçerli sayılamayacağı- Muhatabın tebliğ belgesindeki imzasını inkâr etmesi mümkün olup bu durumda imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmesi gerektiği- Somut olayda, davacı vekilince tebligat belgesinde yazılı olan ve bizzat kendisine tebligat yapıldığını gösteren imzanın sahte olduğunu ileri sürülmesi nedeniyle bu iddianın her türlü delille kanıtlanması mümkün olup, mahkemece hadise şeklinde araştırma yapılarak davacı vekilinin örnek imzaları alınıp, yöntemince imza incelemesi de yapılmak suretiyle tebliğ belgesindeki imzanın davacı vekiline ait olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği-
Tebligatın, hukuki bir işlemin veya durumun ilgili kişiye bildirilmesi amacıyla yetkili kurum tarafından yapılan yazı veya ilan yoluyla belgeleme işlemi olduğu- Tebligatın teslim alınmasıyla birlikte tebligata konu olan hukuki duruma ilişkin sürelerin başlacağı- Temyiz kanun yoluna başvuru süresinin kararın tebliği ile başlayacağı, Davacının isteminin temyiz talebi değil yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olması nedeniyle temyiz talebi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de davacıya usulünce yapılmış karar tebliği bulunmadığından, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü bu nedenle temyiz isteminin öncelikle incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak hükmün, davanın tarafları hakkında kurulacağı- Davada taraf olmayan bir kişi hakkında bir hüküm kurulduğu takdirde, bu 3. kişinin de verilen kararı temyiz hakkı bulunduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor