Uzun süreli Kira sözleşmesinin yapıldığı sırada karşılıklı edimler arasında var olan dengenin sonradan koşulların olağan üstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulması halinde, işlem temelinin çöktüğü dikkate alınarak, sözleşmedeki boşluğun, tarafların iradelerine, sözleşmenin anlamına önem verilerek, dürüstlük kuralı çerçevesinde doldurulması (sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması) gerekeceği (MK. 1, 2, 4)-
Hakimin manevi tazminata karar verme yetkisinin “özel haller” ve “adalet ”ile sınırlı olduğu, MK. 4 uyarınca, “hakimin takdir hakkını hak ve nasafate uygun şekilde” kullanması ve bunu yaparken, tarafların kusur oranını, sıfatını, bulunduğu sosyal ve ekonomik durumunu araştırarak ve takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstererek, istek sahibinin olaydan duyduğu acıyı gözönüne alarak ve davalıyı da ekonomik yönden zor (müzayaka) duruma düşürmeyecek bir miktara hükmetmesi gerekeceği–
Hakimin olayları sınırlı ve sayılı bazı kalıp ve kurallara göre değerlendiren bir bilgisayar olmadığı, yasa ve kuralların adaleti gerçekleştirmek için gerekli ve zorunlu birer araç olduğu, hakimin gerekirse genel ilke dışında çıkmak suretiyle uyuşmazlığa akıl ve hukukun, hayatın kabul edeceği uygun bir çözüm şekli bulmak zorunda olduğu–
Hakimin kararlarında, hayatın olağan akışını ve tarafların çıkarlarını MK.4 uyarınca hak ve nesafet ölçüleri içinde telif etmek, delilleri ayni amaçla değerlendirmek durumunda olduğu–
Karısının ziynet eşyalarını peşinat alarak verip (veya taksitlerini karısı ile müşterek ödeyip) yapı kooperatifine üye olan (veya bir taşınmaz satın alan) ve sonuçta taşınmazı kendi adına tescil ettiren kocanın, taşınmazın dava tarihindeki sürüm değeri değerlendirilerek, karısına “hak ve mesafete uygun” (MK.4) bir tazminat ödemeye mahkum edilmesi gerekeceği–
“Ortak taşınmaz üzerine bina yapılması” konusunda paydaşlar ara- sında yapılmış olan sözleşmenin, «taşınmazın devamlı bir maksada tahsis edildiğini» göstermeyeceği -